12
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1083
Okunma
-1-
yasak ağacın gölgesinde
oynuyor iken adam
beyninin tasından dışarı sızmayan
“neden” sorusuyla kemirilirken içi
gözlerini alamıyordu
yassak ağaçtan
ve gözleri kapalı ve tüm teslimiyetiyle
yatıyordu ağacın dibinde, kadın
yasağın merak dolu kışkırtıcılığıyla
olgunlaşmış meyvenin serpilmişliği
ve çevresine yaydığı lavanta kokularının
üzerinde bırakmış olduğu
sermest edici etkisiyle
hayret ve kendinden geçmişlikle
izliyordu adam kadını
sonra çarpılmışlıkla uzatıverdi ellerini
olgunlaşmış meyveler ellerine düştü
ve doldurmuştu ellerini meyveler
gözleri dönmüştü adamın
ağzına uzattı ısırarak
tadıverdi meyvesinden
yasak olan ağacın…
tadı damağına vurmuştu
İrem’in muhabbet kuşları sadaya dururken
seraser okşadı tenlerini rüzgarlar
teni adamın değdi tenine kadının
ve bir titreme tuttu tüm vücutlarını
titriyordu tüm İrem
meyveleri dökülüyordu ağaçların
titredikçe canları, yağıyordu gökyüzü
ve kaynamaya başladı tandırları
tüm yeryüzünün…
açıldı gök kapılar boşaldı sular
fışkırarak boşaldı kaynaklar
sular durdu tufana, yeryüzünde
gemi yüzüyordu helak eden suda
yıkıldı helak oldu tüm İrem
bir harabeydi ardında kalan
geçti titreme kapattı kapılarını gökyüzü
çekti tüm sularını yeryüzü
ve gemi oturdu karaya
yorgundu, kurumuştu
ve Kerbelayı yaşıyordu bedenleri
bir korku, bir pişmanlık
sarmalamıştı yüreklerini
bir ağacın kurumuş dalları gibi
yığılıvermişlerdi yere
savruldular rüzgarların savruluşuyla
İrem’in doğusuna adam
düşmüştü batısına kadın
ve tattılar ayrılığın hüznünü
ayrıldılar
birbirlerinden düşmanca ayrıldılar