7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2017
Okunma
bahar gelmişse şehrine
yeşermişse memleketinin dağları
çiçek açmışsa ovalarda,
bal arıları dolanıyorsa bayırlarda vızır vızır
çocuklar uçurtmalar uçurtuyorsa
kısacık ömürlerine inat
sevinç ile uçuyorsa kelebekler
serazat uçuşlardaysa serçeler
semahtaysa semazen kırlangıçlar
beklenmeyen yağmur başlamışsa
ve sen tüm bu olanlardan bihaber yalnız
ücra sokakların ıslaklığında gezerken
çamura bulanmışsa paçaların
çiseleyerek yağan yağmur
gözyaşlarına karışıp
ıslatıyorsa yüzünü
ve yine sen hala
güzü yaşıyorsan hayatında
saçlarına karlar daimi mekan kılmışsa
dilinde anlaşılmaz bir
küfürbaz mırıldanma
kor ateşten bir çift ayine
düşüp yakmışsa ve
kekremsi gölgeler düşürüyorsa,
mengenenin çenesinde
çiğneniyorsa yüreğin
bozulmuşsa saatler,
moladaysa akrep ve yelkovan
kaybetmişliğin soğuk rüzgarları
okşayarak tarıyorsa saçlarını
ve hala ateşlerde yanıyorsa tenin
beyninde ip atlayan inler
top oynayan cinler
boşlukta asılı bedenleriyle
soru işareti ve koca ünlemler
neden yaşadığını sorguluyorsa
ve hala ardında cevapsızlığın
kalıyorsa başında ağır bir sızı
tüm güzellikleriyle baharın uçurtması
takılıyorsa kör noktası dallarına gözlerinin
kaybetmişliği aşkın resmidir çizilen
oynanan oyunun başrolünde ben
ellerde taşınan ruhumun naaşıdır
anlamsızlığa giden