24
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2299
Okunma

Öptüm karanlığını bu gece;
Havada yığılıp kalmış
Ağır bir keder bulutu altında
Korunaksız düştüm uykunun koynuna
Derin bir yalnızlık korku-su,
Kalp kıpırtısız kulaklarımda dünyanın uğultu-su
Rüzgârın getirdiği sadece ateş koku-su
Gözlerimde silemediğim bir mana, çocuk-su
İstediğim o ki, dudaklarımı ıslatacak bir yudum su
Uyanmanın ardından;
Aydınlık bir rüya ile çıkmak istemiştim
Yağmurlarla yıkanan hanımeli kokulu bir sabaha
Bir yangının tam ortasındaydım
Tüllenmiş bir akşam şafağı ise sarılmıştı boğazıma.
Üstelik ;
Rüyalarımı hayra yoracak bir Yusuf da yoktu.
Hâlbuki
Kuşgözü kadar ayrıntıyı bile düşünmeyerek,
Yeşil bir rüya ile kendimi nasıl da aldatmıştım.
Karanlıktı baktığım tüm aynalar,
Karanlıktı; aynanın arkasında gördüğüm her şey
Yıldızlar söyleyemezdi çıkış yollarımı
Müneccimler ise külliyen lâl…
İçinden çıkamadığım,
Kıramadığım bir çemberin döngüsünde
Elimde tuttuğum incecik mumun;
Titreyen alevi, geceye tanıklık edip, kefilken,
Nasıl bir gözaydınlığı dileyeyim ışığın Rabbinden
Ey karanlık gecede
Bahtıma yeşerdi sandığım ulu ağaç;
Gölgen ki ruhuma ilâçtı..
Çaresizliğimle geldim sana
N’ olur gölgende bana yer ver
N’ olur elime bir asa ver
Kendime çıkacak bir yol bulayım
Kendi karanlığımda, kendime Musa olayım.
Bir kader ki bu,
Yazılışı benim sorumluluğum
Sonucu benim son-ucum
PERİHAN TUNÇOK
ESMİZE
21 OCAK 2010/İZMİR
5.0
100% (14)