2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1318
Okunma
Yaralarım bana ağlamayı unuttuğu günden beri varsın
kimi zaman kapkara
kimi zaman turunçgil kazalarının renginde
anlaşılır yanın yok işte
cennetinden kovulmadan önce şeyh-i tandın
şimdi şeytan olmuşsun
mum ışığında dans ederken giydiğin mavi pelerinini çaldırmışsın
çok üzülmüş çok ağlamışsın
failleri bulmak için gelmiştin yanımıza
bizse güneş projeleri kurarken daha
mavinin kaygan güzelliğinden pire gibi silkilmiştik
yanlış bir öykünün köhnemiş masasına oturdun yani
lekeydik biz ve silip geçtiler
sirk gibi bir yerdi doğduğumuz yer
ve kundağa almadan önce bedenlerimizi
dünya olurda soğur birgün deyip
ateşli halkalardan geçirdiler
bunun için hiçbir ayinimizde sızı taşı olamazsın
daha yirmiyedi yaşına girmeden tanıyanlarımız oldu acının ressamını
yok edilmiş şehirlerin umut çukurlarını altın kesimli taşlarla onardık
ev çukur
yüzler
sesler
haykırışlar
devasa bir çukurdu
öfke tek yumurta ikizini bulupta kucakladığından beri
cüzzamla eş tutarlar adımızı
çakıl içine keder doldurduğunda da vardık oysa
gövdesinden ırmaklar akıttığında da
ırmak taşın imlasını da tarihini de değiştirdi
sızı kulelerinin yamacında dikilen kahinlerden değildik ama
senin göksel düşünü senden önce görüp sustuk
henüz doğmamış talihsiz tarihinde yol aldık
bezler parçaladık umutların için
iç dünyaların ağaçlarını yeşerttik
kayalara mum delikleri açtık
ahşap tapınaklar kurup içlerine totem ettik seni
tarlalara
günebakanlara
halka halka karnavallar yaratan varlığına
yeni adıllar türettik
mavi pelerinini de bulduk eyyy hüzün
HOŞGELDİN CEMİYETİMİZE
SARP ÖZDEMİR
5.0
100% (1)