4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
953
Okunma
Durulmuyor bu yenmiş tırnakların sıkıntısında
uğultusunda uzunca dalıp gidişlerin
ayın siyaha keser yüzü
bir an için uçup gitse adın aklımdan
sen kumral telaşım
yüzün içindir
şafağı öyle sabırsızca bekleyişim
düşkünlüğü başımın
yaralı bir ceylanın bakışı gibi yüzümde açılan çukuru doldurmak içindir
sadece sükutu delen bir fısıltın yeterdi oysaki
günler hızla devrilirken
çekip gidişinle
bu kadim ömrümde ilk kez rahatsız etmiyordu beni
sarkaçları ölü zamanların
senin düşünle gerildiğim çarmıhtan nasıl dönerim şimdi
bana ilk ve son emir sendin
nur yüzünde okudum
güzü ve baharı
benim dilsiz iklimim
Yusuf’un üç bilmecelik kuyusu
söylencesi Süleyman’ın
ne hoştur bilmezsin
seni tarih gibi yaşamak
Meryem’e müjde veren Cebrail gibi geldi benim meleğimde
senin yüreğime işleyeceğini haber ederek
bilmezsin ne zor
seslenmek sensiz bir kuyudan
kuşa
böceğe
dağa
taşa
delik deşik edilmiş şu göğe
yar olmadın ama
yara oldun içime
hatıramı bile anmazlar bilirim
ölü okyanuslar dibinde
SARP ÖZDEMİR
5.0
100% (2)