11
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1475
Okunma
Kül Rengi Bir Ankara Sabahı
şu an kül rengi bir Ankara sabahı
içimde yalnızlığın buz tutmuş hüznü
hava soğuk
eksi derecede donmuş banyonun musluğu
Batıkent’ten Kızılay’a tek düze bir ahenkte
gidip geliyor metro
bir biri ardına açılıyor dükkanlar
eczaneler, bankalar, devlet daireleri
hayat kadınlarının tenini sattığı evler
oysa yanı başımda dünden kalma bir hüzün
şehrin eski sade halini arayan yüzün
belki de biz rüzgarlarla çoraklaşan
gözyaşları ile ıslanan
bir çölün ortasında ruhumuzu yitirmiştik
biliyorduk ki
bu yitiklik mevsimler boyu sürecek
kül rengi bir Ankara sabahında
solgun bir hüzünle aynada yüzün
yitik tutkularla dolu bir sevişmenin ardından
bedenlerdeki aşkın çürük izleri
kent ince bir esintiyle
kaybediyor dünden kalan anılarını
eksoz, baca, insan kirliliğinde
grileşiyor düşleri
yitiriyoruz içimizdeki sevinçleri
karanlık bir el düşlerimize uzanıyor
güneşi özleyenlerin kentinde
gri gökyüzünün altında koşturanlar
anlamsız bir gerginliğin içinde
hırpalanan ruhlar
son göçmen kuşlarda göçüp gitti
umutları alıp uzaklara
göçüp gitti son göçmen kuşlarda
hüzünleri bırakarak
kül rengi bir Ankara sabahı
bir kent ki düşlerini yitirmiş
umutsuzluğun girdabında
bulanık sularda yolunu
kaybetmiş gemi misali
güneşi özleyenlerin kentinde
bucağında kaybolan hüzünlerin
değiş tokuş sokaklar
yaz boz caddeler
uyku ve uyanıklık arasında
izbe sokaklarda yol arayanlar
son göçmen kuşlarda göçüp gitti
bu kentlerden
bir daha gelmemek üzere
sevgilerimizi götürdüler
kül rengi bir Ankara sabahında
Coşkun Mutlu / Hüznün Şairi
5.0
100% (5)