19
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
2472
Okunma

bir kum fırtınasından yadigâr dalgalarıyla
gri-yeşil bir çöl misali bu akşam Boğaziçi
karşı yakada Kandilli Beylerbeyi
ilk ışıklarıyla
solgun yakamozlar gibi gölgeler serptiği sahili
ve keder kıpırtılarılarıyla huzursuz
karşılıyor geceyi
gözlerimi sürükleyip götüren akıntıda
deli bir karabatak
suları yararak
bin iştiyak
kara tüyleri akşam alacasında
kara bir elmas gibi parlayarak
bir telaş önümden geçip
sularda gözden yitti
biliyorum ki
ben gibi yoksul ve yoksun değildi menzili
o bir deniz dibi kadar zengindi
ve ihtimal
kuluçkadaydı dişisi
kısacık saltanatı
suların gümrah büyüsüne kenetliydi
düşündüm de ömr-ü hazîni
ve bir deniz kuşu kadar tutunamadığım hikâyemi
fırtınasında alabora ettiğim teknemi benden geri alan
o isimsiz asi denizi
ve anaforlarda yiten gençliğimi
acılanmak beyhûde şimdi
bir kum fırtınasından yadigâr dalgalarıyla
gri-yeşil bir çöl misali bu akşam Boğaziçi
hırçın bir yeni yetme telaşında çırpınan yüreğimi
avutmak için neylemeli
şarkılar mı söylemeli sevdaya dair
ki bilmez dinleyenler ahvalimi
şiirlerim mi anlar beni
ya da henüz söylenmemiş
hiç duymadığım sözlerde midir teselli
nerdesin karabatak
çık gel daldığın diplerden
senin hikâyene götür beni…
CEYDA GÖRK
27ekim2009-KENT FASIL/Kuruçeşme-İST- sa:19.37