Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Ceyda GÖRK
Ceyda GÖRK

ANNEMİ HATIRLIYORUM...

Yorum

ANNEMİ HATIRLIYORUM...

15

Yorum

8

Beğeni

0,0

Puan

5710

Okunma

ANNEMİ HATIRLIYORUM...

ANNEMİ HATIRLIYORUM...

bütün anneler eli öpülesi ,sevilesi, baştâcı olasıdır yaşadığımız, ve yaşadıkları her gün...
Hakka yürüyen annelerimizin mekânı Cennet olsun...
ve kalem dostum tüm annelerin ANNELER GÜNÜ mutlu olsun...



ANNEMİ HATIRLIYORUM... (yeni düzeleme)

annemi hatırlıyorum,
dar vakitli, kurşun renkli ikindilerinde Emirgân’ın
akşamı beklerken

oturma odamız sıcacık.
“Şakir Zümre” sobasında, korlar çıtır çıtır
üstünde mavi porselen demlikli çaydanlık
yeşil gözlü “Philips” radyoda saba faslı
ud’la ara taksimi Şerif İçli’den

annemi hatırlıyorum
ikinci kattaki misafir odamızın şahnişinde
pencerye dayanmış

siyah sürmeli elâ gözleri
mor salkımlı akasyalara dalmış
akasyaların ardında Kanlıca uzakta
akşam güneşine boyanmış
annem, o güzel, âhenkli sesiyle, usulünce,
eski bir şarkıyı söylemeye başlamış
“Kırdın ümmidimi, yıktın şu gönül lânesini,
Dil unutmaz ölür amma, yine bir tanesini...”
kaç kez gördüm onu böyle
şarkılara sarılıp gizli gizli ağlarken
...
annemi hatırlıyorum
kahve rengi
kalın yapraklarının kenarları fistolu bir albüme
hapsettiği gençlik yıllarında
henüz on beş yaşındayken

sağ dizinde bir “zenne ud’u”
mızrap yakışmış yumuk eline
düzgün kaşları, gür perçemin altında gizlenmiş
üzerinde “krep dö şin” den alfranga kolsuz
epey kısa etekli bir elbise
yeni yetme kurumu azametiyle,
“Foto Sadi”nin objektifine çalım satarken
...
annemi hatırlıyorum
Taksim Meydanı’ndan Tarla Başı’na açılan köşede
1957-58 lerde yıkılan “Kristal Gazinosu”nda
Selahaddin Pınar’lı Ahmet Yatman’lı
Necati Tokyay’lı bir sahnede
Hamiyet Yüceses’i Perihan Altındağ Sözeri’yi
Ahmet Üstün’ü dinlerken
...
annemi hatırlıyorum,
sene 1958, mevsim yaz
ilk okul ikinci sınıfa geçmişim
gözümde nefret ettiğim miyop gözlüklerim.
“pekiyi”lerle dolu karnem
ve kırmızı satenden “başarı” kurdelam gözbebeğim
annemin göz bebeğinde ben
örgülerinde kolalı beyaz fiyonklar danseden
siyah saçlarımı okşarken
...
annemi hatırlıyorum
sokakta oynamama izin vermezdi asla
komşu çocukların seslerini duydukça
gidip gelip yalvarırdım da kimin umurunda
biraz da onun korkusuyla derslerimi hiç aksatmazdım ama
ille de şarkıları duymalıydım yanı başımda
İlle de radyo açık olmalıydı çalışırken
...
ödevler bitince (çocuk romanları külliyatında okunacak bir şey bırakmadığımdan)
ya boyumdan büyük romanlara sardırırdım
ya da gömerdim burnumu
annemin tiryakisi olduğu “Radyo Haftası” dergilerinin sayfalarına
ve zor hecelediğim,
anlamını bilmediğim şarkı güftelerini ezber ederdim de
sonra, pek sevinirdim o şarkıları radyoda duydukça
annemle birlikte söylemeye çabalarken
...
annemi hatırlıyorum…
çok az kalmıştı okulların tatil olmasına
taş sofamızdaki boy aynasının karşısında ben pür eda
elimde uzun saplı bir tahta kaşık, mikrofonum güya
Hamiyet Hanımdan sahnede pek çok dinlediğim bir şarkıyı
kendimi paralayarak söylüyorum O’na benzeterek aklımca
“Bakmıyor çeşmi siyah feryade,
Yetiş ey gamze , yetiş imdade.”
buraya kadar pek ala beceriyorum da
“meyan” a gelince, ne çare elden gidiyor fiyaka
durur muyum
istifimi bozmadan
soluğu mutfakta alıyorum tahta mikrofonumla,
annemin yanında
“bu şarkının hepsini öğret bana” diyerek
musallat oluyorum başına

annemi hatırlıyorum,
bana şarkının meyanını hevesimi kırmamak adına,
tekrar tekrar söylerken
“Gelmiyor hançer-i ebru dade
Yetiş ey gamze, yetiş imdade.”
şarkının bu kısmında pek güzel bir “gazel” vardır
annem onu da söylüyor sonunda
can kulağıyla pür dikkat dinliyorum
sonra, annem susuyor ben söylüyorum
“olmuyor” diyor “olmuyor, dikkat et”
olmadığını ben de biliyorum ama
fazla bir şey gelmiyor elimden

annemi hatırlıyorum,
o zoraki konserin sonunda
beceriksizliğimden sabrı taşıp ta
”git başımdan” diyerek beni mutfaktan kovalarken
...
annemi hatırlıyorum
Emirgân’dan kalkıp yağmurlu bir günde
İstiklal Caddesinde
(bu gün yerini iğreti iş yerlerinin doldurduğu )
Saray Sinemasında
bir “Münir Nureddin Selçuk Konseri”ne yetişirken

salonda birbirinden şık edepli saygılı seyirciler
sessizce yaslanmışlar koltuklarına
herkes, henüz açılmamış ağır kadife perdenin ardındaki sanatkarların
ince akort seslerine kulak kabartmakta
nihayet başlıyor konser
yerimiz ön sıralarda

annem
öyle şık, öyle güzel
kızıl –kahve saçları dalga, dalga
omuzları vatkal beli dar, siyah bir rob-manto giymiş
“Paçikakis”e ısmarlanmış ince topuklu
siyah süet iskarpinler var küçük ayaklarında
nefesini tutarak dinliyor herkes gibi
nedense yaşlar var göz pınarlarında

arada eğilip dikkatle dinlememi söylüyor
annemi hatırlıyorum
saz üstadlarının isimlerini kulağıma fısıldarken
...
annemi hatırlıyorum
aklım erip, okumayı söktüğüm günlerde,
özenle sakladığı sararmış bir gazete göstermişti
elleri ve sesi titremişti “Şu resme bak” derken
“Son Havadis” miydi “Tercüman” mıydı unuttum
şaşkınlıkla bağırmıştım “Aaa...bu sensin anne ! “
gazete 1938 tarihliydi
resmin çekildiği yer, “Dolmabahçe”
büyük Ata’mızın cenaze merasiminde
O’nu son yolculuğuna uğurlarken

annemin kucağında
iki buçuk yaşında iken Yaratan’a geri verdiği o kıymetlisi
yüzünü hiç görmediğim ablam
bir göz yaşı ve dua harmanının içinde
foto muhabiri dokunmuş deklanşöre
ve baş sayfada zamanı durdurmuşlardı birlikte
yanaklarında sel gibi göz yaşları
hıçkıra, hıçkıra ağlarken
...
annemi hatırlıyorum
aylardan Mayıs sene 1960 Beyazıt’tayız
İstanbul Üniversitesinin bahçesinde
gençlik heykelinin kaidesine tırmanmışız
ortalık mahşer yeri
marşlar gökleri sarmış,
“ Olur mu böyle olur mu?
Kardeş, kardeşi vurur mu ?”
annemin bir elinde Türk bayrağı
bir elinde “yavru kurt” formalı ben
bileğimden sımsıkı tutmuş
“Turan Emeksiz” al bayrağa sarılmış tabutu
dalgalanan kalabalığın omuzlarında
bu gün gibi gözlerimdedir hala
bayrağımız hare hare ıslanmıştı
“Emeksiz”in yarasından sızan kanla
annemi hatırlıyorum,
daha iyi görebilmem için beni kucağına alırken
...
annemi hatırlıyorum
çocukluğumun tüm 23 Nisanları 19 Mayısları
30 Ağustosları 29 Ekimlerinde Dolmabahçe Stadında
ya da Vatan Caddesindeki resmî geçitli kutlamalarda
ben ve mahallemizin gençleri çocuklarıyla kol kola
ellerimize verdiği kağıttan çıta saplı bayraklarla en ön saflarda
harp görmüş toprağına
aşkla sevdiği bayrağına
ölüm pahasına sahip çıkan Mehmetçik’leri
onca topu tüfeği tankı sancağı bağrına basar gibi
göz yaşlarıyla
avuçları patlarcasına alkışlarken
...
annemi hatırlıyorum,
huysuz ve çekilmez çirkin ördekliğimde ergenliğimin
ilk bozgununda yüreğimin
vara yok’a isyan edip çemkirmelerimin
ayna karşısında geçirdiğim saatlerimin dayanılmazlığına
“Ya sabır” larla dişini sıkarken
ve sonunda kendi halimi hatırlıyorum
hakkımda hiç hayırlı olmayan öfkesi patladığında
kendime kaçacak bir delik ararken
...
annemi hatırlıyorum,
mevsim kış, sene 2011...
yirmi yıl geçmiş sol kolumda yatarken
son iki yudum su yunu içip de
kalkıp Hak’ka yürüyüşünün üzerinden

yüreğimde, dilimde hala düğüm düğüm
O’na yeterince diyemediğim sevgi sözleri
gönlümde hiç paylaşamadığımız duyguların tortusu
...
annemi hatırlıyorum
güz yaprakları gibi topluyorum tüm anıları
Çınaraltı’ndaki çay bahçelerinden
her zaman oturduğu masada yağmur damlaları

tenha otobüslerden inen eski dostlar aşina selamlar.
O’nu yıllardır, beni doğduğum günden beri tanıyanlar
eski günleri yad’ederek
içtiğimiz buruk çaylarla yüreklerimizi ısıtıyor
sonra vedalaşıp ayrılıyoruz.
Çınaraltı mahzun, “Kanlı kavak” çeşmesi mahzun
güvercinler çoktan uyumuş kurşun oluklarda

eski eve çıkan yokuşta
O’nun ve babamın gölgesini görüyorum birden
önlerinde sekerek giden ben

Annemi hatırlıyorum
rüzgara karşı yürürken sahilden,
yüreğimde tarifsiz bir acıyla
O’nun en sevdiği şarkıyı söylüyorum içimden

“Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden,
Geçtim yine dün, eski hazan bahçelerinden
Üzgün ve kırılmış gibi en ince yerinden
Geçtim yine dün, eski hazan bahçelerinden...
Ceyda Görk
İSTANBUL



Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Annemi hatırlıyorum... Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Annemi hatırlıyorum... şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ANNEMİ HATIRLIYORUM... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Erman Öcal
Erman Öcal, @ermanocal
10.5.2020 12:20:55
Sen ona kızsan da o hiç alınmaz
Annenin şefkati satın alınmaz
Yoluna bir servet feda etsen de
Hakkı hiç ödenmez eşi bulunmaz..Erman ÖCAL
Tülay Aslan
Tülay Aslan, @tulayaslan
21.12.2014 20:19:35
Bende sizin gibi anneme su içirdiğim yerde 3 damlada kaybettim.Bana duygusal anlar yaşattınız çok teşekkür ederim.Haka yürümüş anne ba babalarımıza rahmet diliyorum.Mekanları cennet olsun.
Ayşegül Aşkım Karagöz
Ayşegül Aşkım Karagöz, @ruzgarcanlari
13.10.2014 13:54:24
ANNESİNE ÇOK BAĞLI BİRİYİM BEN DE ALZAİMER OLDU ANNEM YANIMDA BEN BAKIYORUM CANIM ANNEME ŞİİRİNİZ BENİ AĞLATTI BİLİYOR MUSUNUZ CEYDA HANIM RUHEN ÇOK BENZEŞMİŞİZ SAYGIM SEVGİMLE YORUMDA GÜZELDİ
zakir
zakir, @zakir
13.12.2011 12:01:22
Emeğinize,yüreğinize, kaleminize selam olsun. Annelerimizin kadrini kıymetini bilmemize dair sımsıcak duygularla, kültür atlasımızdan,musikimizden enstantanelerle de soluklandık. Tebrikler...

zakir tarafından 12/13/2011 12:04:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
keremkorkut
keremkorkut, @keremkorkut
4.9.2011 09:11:37
Anneler gizli meleklerimiz,herseyimiz,gercek sevenlerimizdir.kutlarim bir duygu seli yasattiniz,sesinize yureginize,kaleminize saglik..Sevgiler saygilar...
demet demet şiir
demet demet şiir, @demet-demet-siir
9.7.2011 11:46:39
DUYGU YAĞMURUNDA ISLANIRKEN,,SİZİ YENİ GÖRDÜM SAYFADA,,SÜPERDİNİZ,,SESİNİZDE ÖYLE SİZ BİR DEĞERSİNİZ,,
Kalimera.
Kalimera., @kalimera-
10.5.2011 00:17:45
ecem, ne büyüksün...

kısmet olmadı annemin son anında bulunmak yanında
o yüzden hep eksiğim
her anneler gününde biterim...

Ruhu şad olsun sevgili annenin de, öperim ellerinden ve yanaklarından canım benim...
tahassür
tahassür, @tahassur
8.5.2011 23:16:15

Tatlı bir masal gibi dinledim. Çocuk ruhundan süzülen hatıraları gönle dokuna dokuna işlemişsiniz. Şiir gibi bir ömür... Ne hoş. Allah'ın rahmeti üzerine olsun annenizin. Saygılar.
cihangirorkun
cihangirorkun, @cihangirorkun
8.5.2011 18:40:16
muazzam olmuş;herne kadar uzunluğu yorsada...
Bekir yavuz
Bekir yavuz, @bekir-yavuz
8.5.2011 16:41:32
kutlarım dost yürek mükemmeldi yüreğinizin se.tebriklerim yürekten saygılarımla.
kara kalkanlı
kara kalkanlı, @karakalkanli
8.5.2011 14:21:36
___________________/keşke herkes böyle anlatabilse, annesini... selam ile
ılıkyağmurlar
ılıkyağmurlar, @ilikyagmurlar
8.5.2011 14:09:49
ceyda hanım,
duygu yoğunluğu oldukça fazla,etkili bir seslenişti anneye şiiriniz..
beğeniyle okudum...dinledim..
cihan din
cihan din, @cihandin
8.5.2011 13:51:45
HOŞ KOKULU GÜZEL BİR ŞİİR
cemre2
cemre2, @cemre2
8.5.2011 13:25:13
Annenize tanrıdan rahmet diler anneler gününüzü kutlarım sevgilerimle.
cemil
cemil, @cemil
8.5.2011 13:00:21
oturma odamız sıcacık.
“Şakir Zümre” sobasında, korlar çıtır çıtır
üstünde mavi porselen demlikli çaydanlık
yeşil gözlü “Philips” radyoda saba faslı
ud’la ara taksimi Şerif İçli’den

Dünüme gittim arkadaşım Altındağ varoşlarında. Aynı soba, aynı radyo ve aynı tını.

Kaleminize sağlık. Günü kutlu olsun analarımızın.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL