13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1938
Okunma

geçmeyin artık önüne saatlerin günlerin
ne olur gidin
yeni bir sığınak bulun kendinize
küf tuttu artık yüreğim
çürüdü hayat ilmeklerim
dokunsalar dağılacağım
sandıkta unutulan atlas bir libas gibiyim
gidin artık
beni delirtmeyin
Ankara’nın saman pazarını mı istersiniz
İstanbul’un Horhor’u ya da Sahaflar’ı mı
Edirne’nin Dolaplı Bedesteni mi yoksa
her ne ise
her neredeyse
beğenin o nur yağan dükkanlardan birini
sakın söylemeyin bana nereye gittiğinizi
bilmemeliyim
tahmin bile etmemeliyim şehrinizi
an meselesidir
deliliğim belli
dayanırım kapılara
alır basarım bağrıma yeni baştan
unutup cümle ettiklerinizi
mor kurdelesi tarazlanmış
sararmış bir zarf destesi bulun kendinize
lavanta kokusu çoktan uçmuş
pullarının üstünde silinmiş olsun damga mürekkebi
sonra bir de aynalı konsol arayın
içi dışı benim gibi kurt yeniği
açın üst çekmecesini
sıralanın yıllarım gibi
ve içerden kilitleyin kendinizi
size söylüyorum ey hatıralar
dinleyin beni
caymadan kararımdan
kaçın
kurtarın benden kendinizi
bakmayın geceler boyu içim yana yana
Pınar’dan okuduğum hisarbuselikle sizi çağırdığıma
duymayın
"Beni de alın ne olur, kolunuza hatıralar
Dolanıp kalayım bir an, boynunuza hatırlar" diye inlediğimi
çağırsam da gelmeyin ne olur
dinlemeyin artık beni...
Ceyda Görk