14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1247
Okunma

sevdâ mayaladım bu kuşluk vakti
hasret keteleri yoğurdum
sürdüm ben gibi köz göz yanan
gönül tandırına
üç bakraç
ana sütü gibi helâl ettiğim
gözyaşı sağdım gözlerimden
yaydım tertemiz sofra bezlerimi
apak yürek soframa
gelirsin birazdan
mutadındır
tam bu saatlerde hep
kirpiklerinde boran kışların buzu
ayaklarında sarı sıcak yolların tozu
ve dudaklarında
o eski tabutluk suskusu
gelir de bağdaş kurar oturursun karşıma
aç ve yorgunsundur bilirim
bilirim
tek söz etmeye kalmamıştır mecalin
görürüm
saklamaya çalıştığın bezginliği
uzamış sakallarında
hoşgeldin diyemem sana
hiç güle güle demediğim gibi
hâne senindir
söz bahânedir hasıl olan murâdıma
nasılsın demem
sormanı beklemem
sormaktan vazgeçtiğim gibi
bilsen ne çok sorunun katiliyim
kaç yılı öldürdüm susarak
boğdum azap kuyularımda
...
hadi
bittiyse yemeğin
şu katran karası sevda demi çayını da iç
sonra
sonra ister dizimde yat
istersen
hazırdır serili yatağın yorganın
uzan
uyu biraz
bu gönül gölgeni bile özler bilirsin yanında
yanıbaşımda...
ceyda görk...
4temmuz2009 17.12