6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1145
Okunma
Yol saçlarını şimdi ey kadın!
Çevir zamanı dişlerinden tekerleklerin
İnim inim inlemekte yavru tay
Figanlar, feryatlar ve gökteki Ay
Mayın tarlasına dönmüş kor yüzünde
Bu kaçıncı yastır toprağın kapısını çalan?
Kaç dönemeç tutsak etti ellerimizi
Bellerimizi,
Sıktıkça kıskanç kemerler
İnce hastalıktan eriyip gideceğiz gören yok.
Duyuyor musun, gecenin şarkıları vuruyor.
Muhabbet kuşları öterken ipek satenlerde
Yıldızlar dans ediyor gönlünce
Bir çocuk uykuyu arıyor kömürlükte
Bir adam konteynerin içinde
Yol saçlarını şimdi ey kadın!
Ölüm gözlerine düşünce trafoların
Unutturur hayat altın kupanın yarışını
Adını anmaz olur hiç kimse uyutulursun.
Ne bir kuş sürüsü bakar yüzüne
Ne sararmış bir yaprak…
Döndü mü suyun yuttuğu denizciler?
Ağızdan çıkan söz
Geçen zaman
Kaçan fırsatlar döndü mü?
Şimdi yol saçlarını ey kadın!
Hiçbir ışığın parlamadığı bir yerde
Hangi merdiven durabilir ayakta?
Çöker basamak basamak, çoktan kaçmıştır tren…
5.0
100% (2)