29
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2068
Okunma

az önce
bir avuç sevdâ serpeledim ay ışığına
bir avuç kül gibi uçuştu
karıştı İstanbul’un dam uçuran poyrazına
ve yığılıp kaldım karanlığıma
ıslık değil
çığlık çığlık
çizik değil
tırmık tırmık
vedâsı kulaklarımda
çarpa çarpa
bacalara camlara
döne döne
uzaklaşıp gitti
ayaz doldu
yangın yeri yürek boşluğuma
savruldu yer gök hışımla
bir yağmur başladı
bardaktan boşanırcasına
sırılsıklam
ıslak bir güvercin gibi titreyerek
uykusuz
yılgın ve perişan
sığındım sabrımın saçak altına
delirdi rüzgâr
çıldırdı hasret
dayanmalıyım
tutunmalıyım
kırık mısraların vurgun yemiş dallarına
bu güz
her güzden uzun olacak
Eylül büsbütün
Ekim baştan başa
Kasım tepeden tırnağa
saracak
sarsacak
saklayacak sana dair ne varsa
ve bu kış
yaşanacak
yaşamam gereken ne varsa
nefes nefese
soluk soluğa
izim kalmamalı bahara
ertelenmesin acım
çekmeliyim kefaretimi
yaza kadar
kalmasın hiç bir şey benden yana
ıskaladı hayat ikimizi
ve gerekenden uzun sürecek unutması da
denecek bir şey yok/tu zaten
uzun şiirlere kısa geldi biçtiğin sevda
CEYDA GÖRK
28 Eylül 2008