27
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2626
Okunma

kötü geldi bu yıl haziran
ne güzel başlamıştı oysa yaz
sakin
durgun
tekdüze
deli doluydum
hoşnuttum
saçma sapandım
her zamanki gibi
belki yine cadıydım eskisi gibi
ama artık törpülenmişti o sivri tırnaklarım
tembel kediler benzeri
kendi halimde keyfimce
tadını çıkaracaktım
ılık haziran sabahlarının
uslandım uslanalı
hiç olmadığı kadar sakindi akşamlarım
güneşte kurutacaktım ıslak saçlarımı
sere serpe uzanıp
bronz bir tanrıça olacaktım
şarkılar söyleyecektim
dalga gececektim
eski mevsimlerdeki fırtınalar dinmişti
bir cemre gibi düşecektim toprağa
sadece beni ısıtacaktı bakışlarım
nasıl bilebilirdim nasıl
ön tekerin önceden gittiği yerlere
bir daha gideceğini kader kağnımın
bir ipek tuzak dokumuş
ve sermiş yoluma
nasıl kötü yakalandım
bir şiir gibi yazılmış
bir sevda gibi süslenmiş
bir düğün alayı coşkusuyla varmıştı kapıma
meğer
taşıyamayacağım kadar ağır bir yük
ve geçemiyeceğim bir imtihan dayatılmış sabrıma
farkına varamadım
...
sıradan
olağan selâmlarla çıkıp geldi azâbım
dost sesli
dost sözlü
şiir doluydu avuçarında
sızdı zehirli bir gaz gibi tüm boşluklardan
ben bütün o eski kapıları
kapamamış mıydım
neye yaradı direnmelerim
hep gece yarısından sonra başladı masum günahlar
her gece yarılarından sonra yazıldı şiirlerim
o saatlerdir ki
sabâ ezanlarda ağladığım
o saatlerdeydi
hadi git artık deyişlerim
neye yaradı
niye bunca çıldırdım
adı neydi bu bilmecenin
öğrenemedim
...
kötü geldi bu yıl haziran
yine ertelendi hür martı düşlerim
kurtulacaktım ne güzel sevdâ zindanımdan
tam mühürlenmişti fermanı azlimin ki
bir idam mangası dizildi karşıma
ve öldürüldüm bin yıllık suslar uğruna
niye öldüm
bilemedim
hiç bilemedim…
CEYDA GÖRK
13 Haziran 2006
5.0
100% (1)