13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2115
Okunma

bir gün dönüp geldiğinde
ki geleceksin
biliyorum
tokat gibi yüzünde patlayıp tuz buz olacak
ay ışığında aksini ve kâinatı düşürdüğüm leb-i derya camlarım
şaşıracaksın
gücenmiş
incinmiş
tutsaklığından çatlayan bir yürek
ölümünü
o güne saklıyor işte
kapıda taş kesilecek bedenin
donacaksın
her yer
odalar
duvarlar
denize dökülen kirli sarı gövdesiyle bu ev
gelişinle imha edecek kendini
ya kaç git
yıllarca gelmediğin gibi
hiç gelmemiş gibi
git
ya gel
uzan yanıma
iki can/sız beden gibi
(-tut elimi demiyorum
hayır sıcaklığını bilmeyen tenim vaz geçmesin kararından-)
açık bir tabuta uzatılmış gibi
kıpırtısız
yüzüme bakma
(-gözlerimi bilmeyen gönlün nedâmetle
elânın belâsı menevişlerimde yitmesin gider ayak-)
sıvaları dökülmüş tavana mıhla bakışlarını
gri gökyüzünden bir parça bulut gölgesi düşsün göğsümüze
köhne evin isli çırası
üflesin ve söndürsün son alevi son nefesiyle
kal/ır/san
benim gibi
kal/ır/san
bu ev gibi
yok olacaksın
var mısın...
CEYDA GÖRK...eylül27...