3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
3153
Okunma

labuce’yi aramak
VI
yok içindeki varlara takıldım labuce!
yanlış belki
ama yalan değil
bir cehennemin içinden geçtiğim
ne çok tuzak var
yol uzak menzil uzak
ve mümkün mü
bu tuzaklara düşmeden atlamak
düştüm labuce!
düşsüzüm
bildiklerimin tükettiği
bildiklerimin tükendiği bir yerdeyim
korunaksızım koruyandan gayrı
elde kalan umutla savunmaktan ayrı
çarem yok
geçmişin kördüğümlerine
tökezlediğim kadar bilirim yanlışlığını
ve bilirim yanılışlarımı
ve yine bilirim ki
geçmiş ve gelecek
an’dan gayrısı yalan
ve bir yalanın
ve bir gerçeğin
ve bir bilmenin de
az geldiği bir yerdeyim labuce!
anla
anla ki yolumdan ayrı düştüm
bir arayışta
yok içindeki varlara takıldım labuce!
VII
şimdi
hangi kelimenin ucundan tutsak
sökülüp gelir peşimizden
oysa
kelimeler uzak
kelimeler sefil
kelimeler aciz
hangi görünenin ardına düşsek
görünenin bir görünmeyeni var
hangi sırra vakıf olsak
sırrın bir sırrı var
çoktan vazgeçtim
çoktan vazgeçtim
aynanın yüzünde kalmaktan
aynanın bir ötesi
sırrın da ötesi var
kelimelere bulaştırmadan
yansımalara takılmadan
onu anlat labuce!
sırrın da ötesini anlat
gönül dilinle anlat
anlat ki
anlayabileyim labuce!
yansımalar yanıltır insanı
aldatır
eksiktir hep bütünden
işte bu yüzden
tam bu yüzden
öteleri anlat bana labuce!
VIII
anladım ki
kendimizden öte yol yok labuce!
ne damla bilir kendinden ötesini
ne liman ne çiçek
siyah da beyaz da bir yanılsama
ve sevdalar
ve zaman
ve gölge
ve yansımalar
yok içindeki varlarla oyalanmışız
düşünce kadar dar dünya
ya da bir /O/ kadar geniş
sadece oyunmuş labuce!
hayat bir oyunmuş
kurallarını ellerimizle çizdiğimizi sanıp
ne çok aldanmışız meğer
figüranlıktan öte değilmiş rolümüz
kendi sahnemizde
başrol oynadığımızı sanırken
kendimizden öte yol yok labuce!
sen de bir yalanmışsın
en az ben
ve gece
ve yıldızlar
ve ay
ve güneş kadar
her şey sadece bir zanmış
var olduğumuzu sandığımız kadar
yokmuşuz meğer
basamak basamak bir aşkı tırmanmışız
ki aşktan da ötesi hiç’miş labuce!
hiç’miş!
/ea/