24
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2587
Okunma

Geç kalınmış bir ülkenin toprağıydı aşk.
İhanetle tüketip
Tövbe ile beslediğimiz
Ürkek bir yolculuk saklısındaydı kimliklerimiz
Konuşmuyordu aşk
Kalabalık kentlerden
Yalnız yataklardan geçiyor
Dokunuyordu parmak uçlarıyla
Biraz naif
Biraz kırılgan
Gecikmiş bir genç kızın yüreğinden geçiyordu aşk
Bekaret bozgunu hoyratlığıyla
Kanata kanata canını
Parmak sokarak yaralarına
Maviliklerini bozuyordu düşlerin
Deniz düşmüş gözlerinde
Ne arıyordu bilmem esmer teninde
Kalyon kalyon geçiyordu aşk
Tüm sakarlığı üzerinde
Bir hazanın hüznünden akıyordu aşk
Bahar yeşilinin sırtını sıvazlayarak
İki kişilik tekil yaşamlardan sıyrılarak
Kirpik gölgelerine düşen halkalarda sorgulamadan kendini
Yılgınlığın duraklarında
Bir hayli sinsi
Bir hayli korkak
Bir kentin ışıklarından sızıyordu aşk
Konu olmuş reklam panolarına
Kentin kursağına yapışmış
Başı okşanmamış öksüz hayatlar
Zemheri ayazında
Kendini emekliye ayırırken yosmalar
Gecenin kayganlığında
Kaldırım sahnelerine düşüyordu pandomim aşklar
Sevgi Kaya.@ 2009
“aşkın bulaştığı yerde yarım kalan hayatlara…”