1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
806
Okunma
Sürgün edilmiş dizelerim var
Hepsi birbirine yapışık, Boz bulanık ve puslu
Her dizemde sana ait olanlar aklıma gelince
ömrüm bir avuç kadar kısalır
Bu hayatın büyük bir vaadisin
En büyük vurgunum sensin
bundandır
Yüreğime gelen kurşunları duyamam
Seni seviyorum diyemeden çekiyorum içime zehri
Sancı çektiriyor içinde sen olan gecelere
İçine sen doldurduğum hecelerime…
Sesinin ılıklığı ile indikçe sesinin melodileri
Yüreğime
gönüllü verdiğim kanım oluyorsun
Bedenim hayata ağır geliyor
Bende unuttuğum emaneti gel al artık
Hayatımda sen yokken seni sevmek diye bir şey var
Kalbime gizlediğim suretin var
Bu nasıl yaşamak bilemezsin
almışsın beni yokluğunun cenderesine
Rüzgarınla bilmediğim bir atlasa savuruyorsun
Amansız bir yarışın başlangıcısın
Sonu olmayan dizginlemeli bu duygularımı
Bitmeyen vuslatını
Bitirmeli!.
Kapkara ve çağa ayak uydurmaya çalışan uykularımı.
geçmişimle geleceğim arasında bir limandayım
Duygularım söylenmesi gecikmiş, aşk yazılı kağıtlarda okunmadan atılmış gibi
Karanlık yazlarıma seni yazmışım
Duygularımı esir alan Ay ışığına işlemişim
Bırakma beni , adını yazdığım buğulu camlarda boğulurum.
yokluğunda bile üzüntülü iken yüzümde tebessüm oluşturan sensin
kalpten dizelere akıttığım
hayal ederken seni bir yandan ay tutulması
bir yandan güneşi durduran
çöllere aşk tohumu bıraktıran
kara kaplı deftere aşk sancısı yazdıran
bunların hepsi sensin..
durduramıyorum
hecelerle girdiğin hayatıma
senle başlayan heceleri doldurmayı
senden yana sevdamda umutla dolaşmayı
…
Bir hayalden ibaret olsan da
Sesin beynimin hücrelerine hapsedilse de
özlendikçe sesin dışarıya Çıksa da
unutulan olmayacaksın
Ve bütün göz yaşlarım Sana yazılmış bir ebedi şiirdir.
Hoşça kal kimselerin anlamadığı çaresizliğim.