102
Yorum
55
Beğeni
5,0
Puan
7502
Okunma
ilk seninle başladım ve suskunluğuna gidiyorum
kalabalığın ortasına attığın yalnızlığım
köpük köpük olmuş büyük bir dalganın arasında
bir başkaldırı
seni bilmeden,
belkide tanrı tarafından seçilmiş zebiheyn’dik
büyük bir ustalıkla biraraya getirilmiştik
elimde ufalırcasına dağılan kum taneleri gibi
herbirine çığlıklarımı gömdüğüm
gözleri buğulu nazendem,
şimdi siyah çocuğun gözlerinde ağlıyorsun
titreyen ellerinde kayboluyorsun
halsiz kalmış bedeninde direnircesine
çıplak ayaklarında kafa tutuyorsun
yeşil suya düşen hayal,
ressamın tuvaline vurduğu özgürlüğü gibi
bir kölenin azad edilmeyi reddetmesi gibi
her adımında bana bir damla renk bırakan
yakmayan ama donduran ateş dikeni
yağmurlu kıyım,
dünya’yı kaplayan ayna’nın arkasındayım
döktüğüm gözyaşlarımla bir tarla ektim
elimle çaresizliğimi biçercesine
içimdeki seni büyütüyorum
sedir yaprağım,
hayyam’ın şarabında sırrı çözülmeyen
her yudumu ayrı bir notaya haz veren
kırık kadehten içtiğim
içimi kanımla yıkıyorum
sis kurdalem,
başımın ucunda uzaklığın
yasaklanmış kelimelerin
sessizliğinde ölümü anımsatan gülüşün
leyl bile nehar’ı unutmuş
huzurum, huzursuzluğum,
dilinde doğmak
çıplak soluğunda yaşamak
toprak kokan avuçlarında
uyku için direnen gözlerindeyim
içime yağan duam,
ismiyle son bulduğum
nefesinle buğuladığın camın arkasındayım
bir pandomin yüreğinde
sesimi sana bırakıyorum
beslediğim sonsuzluğum...
....M.A
5.0
100% (39)