5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1388
Okunma

kuşlar ve eksik gülüşler prensesi bak
ne çok eksik kalmış herşey ne çok
tarihten eksilen bir çığlık mısın
tamamlamaya yetmiyor hiç
tanımlamaya gözlerini
gözlerindeki o çocuk eskisini. bak
ay bile. ne bir şarkı ne de bir ırmak
güz öyküsüne döner yapraklarla ağlamak.
kuşlar ve eksik gülüşler prensesi sen
sürgünsün kalbime bu yağmur vakti
bir tren penceresinden çağıran
dalgın ırmaklar kadar derin
gibi uğultulu gibi unutkan
gelip gelip çarpan kalbime
alnımın orta yerine ordaki kedere
sesimde biriken yalnızlık çocuklarına
sonrası fırtına gibi tutkulu gibi sarsan
hay allah o sen misin o duvarda çıplak
kuşlar ve eksik gülüşler prensesi bak
güz öyküsüne döner yapraklarla ağlamak.
o sonsuz bozkır o kadın sen misin
elleri göğsünde kendine suskun
ağlayan belki eski bir çocuk gibi
geciken durmadan geciken aşk için
o sen misin bir eli işkence sonrası gibi
o kötürüm sen misin elden ayaktan kesilen
yağmur aşk vakti hacidakis gecesinde
kuşlar ve eksik gülüşler prensesi bak
kendi inine gidermiş yaralı hayvan
sana geliyorum unuttuğun yaranla
gelsin yüz bulsunlar divaneler
yüzünün en güzel sığınağında
dönsün dünya yüzünün suyu hürmetine
ama bak dokunamaz kimse sen gibi
az sonra kırılacak bardağına
kül olacak sigarana, dokununca
sevgilinin saçlarına sonsuz bir aşkla
gözlerin çıkagelince gözlerime bu gece
mutsuz ölmeyeceğimi anımsadım yine
sevmiştim eflatun ile lila arasında
sevdin sanki bir kapı aralığında
gecenin yağmur vaktinde
uyanınca sesine eğilip ağzımı öpünce
dönsün dünya yüzünün suyu hürmetine
kuşlar ve eksik gülüşler prensesi
öptükçe berlin’de bir kış günü böyle
uyanır kasımpatılar yıkılır o duvar
saçlarında yine afrika.
.
kuşlar ve eksik gülüşler prensesi bak
hay allah o sen misin o duvarda çıplak
yağmur aşk vakti hacidakis gecesinde
hatıradır yak bu fotoğrafı yak
güz öyküsüne döner yapraklarla ağlamak..