6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1231
Okunma

Gündönümü çığlıklı bir sızı
Gibisi yok bir korku
Ve muteber kalkışlı bir adamlık
Bir masanın üzerinde buluşmuşken
Tutuşmuşlar bir harla
Maganda sayılmış ilkin
Elinin Osmanlı olanı
Ayıklanmış gövdesinden alıp gücünü
Savrulurken bir zulme
Havada kalmış
Güneşin hizasında
Mum dibinde yığılan bir sığınakta
Derin işretli kadınların yüzü
Çizilmiş çığlığın efendisi korkuyla
Murdar olmamak için aşkın koynunda
Açılmışlar meydanlara
Aynı çığlıklarla
Şekersiz şekerci dükkanları
Tufeyli terbiyeli sevinçlerle
Üşü(ş)müşler bir çocuğun gözlerin(d)e
Çocuk parmak uçlarıyla içmiş
Bu yarım yamalak ikramları
Geceden arta kalan iştahıyla
Bekletmeden
Sabır sesli bir tebessüm
Açılmış bilgece duran bir ağacın
Dallarında
Makus talihli olmasın diye mevsim
Her şey yerli yerince olmanın hükmünce
Teslimken de böyle alkışlanmış gece
Körpe bir ateşin
Sadağından çıkartılarak
Oyun hevesli renklerin içinde