0
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
56
Okunma
Babam derdi ki
insan iyidir aslında,
bunu akşam haberlerinden sonra söylerdi
çay soğurken.
Ben inandım.
Çünkü inanacak başka bir şey yoktu evde.
Sonra büyüdüm.
Otobüs duraklarında bekledim uzun uzun.
Herkes bir yere gider,
ben hep aynı yerde kalırdım.
Cebimde bozukluklar,
aklımda yarım cümleler.
Hayat dediğin
ucuz bir mont gibi
hiç bir zaman tam oturmaz üstüme.
Aşk dediler,
denedim.
Biraz ağladım,
biraz sustum.
Fotoğraflarda gülümsedim
annem üzülmesin diye.
Kalbimse
herkesin geçtiği bir sokak oldu,
kimse durmaz.
Babam sabah erken kalkardı,
ekmek alsın diye değil
alışkanlıktan.
Yorgunluğu
oturunca geçmezdi.
Ben de öyleyim şimdi.
Dinlenmek diye bir şey var,
ama bana düşmez.
Televizyonda büyük laflar ederler.
Vatan, millet, yarın.
Ben yarını
akşamdan düşünmeye korkarım.
Çünkü her yarın
biraz daha eksilirim.
Bir gün fark ettim,
herkes güçlü görünmeye çalışır.
Kimse korktuğunu söylemez.
Oysa korku
hepimizin cebinde aynı yerden yırtık.
İnanç dedikleri şey
bazen sadece
dayanmak olur.
Sesini çıkarmadan.
Kimseye yük olmadan.
Bir gün daha uyanık kalmak.
Şimdi sokaktan geçerken
kendime rastlıyorum bazen
bir vitrinde,
bir camda.
Tanımıyorum ama selam veriyorum.
Çünkü bu şehirde
kendine bile yabancı kalmak
çok normal.
Babam hâlâ der ki
insan değerlidir.
Ben de diyorum.
Ama bazı günler
sadece hayatta kalabildiği için.
İşte bu kadar.
Ne büyük sözlerim var,
ne de sağlam hayallerim.
Sadece
yarına bırakılmamış bir yorgunluk
ve
her şeye rağmen
sabah çalan bir alarm.
Bu da yeter
çoğumuz için.