2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
53
Okunma
Bana süslü cümleler getirme,
ben pazardan dönmüş yorgun kadınların dilini bilirim.
Ekmek sırasındaki suskunluğu,
bozuk paranın avuçta bıraktığı utancı.
Kelimeler bazen
bir çocuğun cebindeki bilye kadar kıymetlidir,
düşürürsen kaybolur,
bulursan bütün gün gülümsersin.
Zor zamanlardan geçtim,
televizyon açıkken aç kaldım,
pencere kapalıyken üşüdüm.
Birileri konuştu,
ben sustum.
Kurallar vardı, büyük büyük yazılmış,
ama kalbim
onları okumayı hiç öğrenmedi.
Her sabah karanlığı itekleyip
işe gider gibi hayata çıktım,
kimse sormadı
yorulup yorulmadığımı.
Yaralarım çabuk kabuk bağladı sanmayın,
bazısı hâlâ
pazartesi sabahı gibi içimde.
Sokakta bağıran hayatı anlıyorum ben,
güneşe değen sesleri,
boğazı çatlayan insanları.
Anlamayanlar
yüksek duvarların arkasında,
yasak tabelalarının gölgesinde.
Benim tarafım belli:
dolabı boş evler,
akşamı erken çöken çocuklar,
“idare ederiz” diyerek büyüyen anneler.
Bir gün sorarlarsa
nasılsın diye,
yalan söylemeyeceğim.
İyiyim demeyeceğim.
Yaşıyorum diyeceğim,
o kadar.
5.0
100% (2)