0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
14
Okunma
Gözlerin vuruyor içime ey mahcup rüya,
Ne vakit seslense geceler adını, düşüyorum ardına.
Kalbim, zerk edilen bir hülyanın sızısıyla yanmakta;
Sanki göklerden süzülen sırlar saklı bakışında.
Ellerin bir kevser çeşmesi, teninde uyuyan ışık;
Yürüyüşün bir bahar tınısı, gülüşün bir sabah kuşu.
Kim bilir, belki de ruhum seninle kıbleye duruyor,
Belki de yazgımın tam üstüne düşen güneşsin sen.
Sert rüzgârlar ötelerde savururken düşlerimi,
Bir iz arıyorum adımlarından, neredesin ey yârim?
Ayrılığın taş avlularında üşüyor sesim,
Belli ki keder, yazılmış kaderimin en koyu satırına.
Unutma; çöller bile bir damla yağmur bekler,
Ben ise bir nefesini beklerken dağlara döndüm.
Gölgeler uzadıkça, umutlarım ıslak bir sükût olur;
Yanaklarıma çöken her gece, seni fısıldar sessizce.
Duruşun bir sır küpü, mahzun dudakların bir sevda;
Yaklaşsan, zamanı bile durduracak bir nûrsun.
Sarmaşıklar gibi dolandım sesinin etrafına,
Beni koparır mısın kendinden? —
Sanmam ki…
Çünkü ben, bakışlarının yazdığı ayetlere müptelayım.
Beni duy, ey gönül sultanı; yağmurlar bile senden yana.
Yastığımda her gece yankın var, ateşin var, sızıların var;
Lal kesilir dilim, ama kalbim durmadan seni anar.
Eski heveslerimin karanlığa gömüldüğü o yerde,
Bir kıvılcım gibi doğuyorsun ruhuma yeniden.
Yıldızların boynunu büktüğü gecelerde bile
Ben seni aradım, ey gönlümün sabahı.
Sesin bir kevser ırmağı gibi akıyor içime,
Adını duyan kuşlar bile kanat çırpışını değiştiriyor.
Hasret, en çok sana yaraşıyor biliyor musun?
Çünkü sensizliğin bile senden bir hatıra.
Ey denizleri yürütmeye kâdir güzellik,
Ey gönlümün en cilveli kederi, en sakin sığınağı…
Küskün yıllar geride kaldı ama ben hâlâ aynı bendeyim.
Bir şafak vakti sessizce dön de
Rüzgârların uğultusunda adın ezan gibi yükselsin.
Gel ki kalbimin avuçlarında sakladığım
Sonsuzluğu sana vereyim, ey sükûtun şehbazı.
Geldikçe aklıma ilkbahar tebessümün,
Bir nar çiçeği gibi açılır içimin en kıymetli yeri.
Aynalar seni kıskansa da, bana ne?
Ben seni kelimelerimin sadrında yaşatıyorum.
Biliyor musun? Yıldızları bile kıskandıran bir hâldesin.
Bir bakışınla çöker duvarlarım,
Bir dokunuşunla çoğalır dualarım.
Sürgününe hasretim, gülüşünün secdesine düşkünüm.
Ellerin titrer mi bilmem, ama benim ellerim
Senin yokluğuna tutunmaktan yoruldu artık.
İçimde ne zaman harap bir köşe bulsan
Ona umut ektiğin günleri anımsıyorum.
Ey kalbimin en derin seherinde uyuyan sultân,
Sensizliğin ağıtı dolanır damarlarıma.
Yorgunum, yaralıyım; eğil de bir dua koy alnıma.
Gel… gözlerimin secdesine yeniden in ki
İntizarın kararmış gölgesi nihayet silinsin.
Emrullah TURGUT
5.0
100% (1)