6
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
113
Okunma

Seninle geçen her an, bir mucizeydi.
Ne bir kural tanır, ne de bir mantığa sığardı.
Şimdi o mucizenin gerçekleştiği yer,
Büyük bir yangın sonrası kalmış, soğuk bir enkaz.
Yürüyorum bu küllerin üzerinde, her adımımda,
O eski alevin sıcaklığını aramaktan yorgun.
Unutmak, bir eylem değil, bir intihar gibi gelir.
Çünkü her hatırlayış, o yangının dumanını yeniden solumak.
Gözlerimdeki yaşlar,
Yangını söndürmek için değil.
Onlar, mucizenin izlerini, küllerden temizleme çabası.
Ama su, sadece gerçeği daha da net gösteriyor.
Zaman, seni benden çalan bir hırsızdır, lanetli bir hırsız.
Her geçen saniye, sana ait olan bir şeyi daha siliyor.
Oysa benim kalbim, zamanı reddeden, inatçı bir bekleyiş,
Ne geçmişi verir, ne de geleceği kabul eder.
O, sadece seninle yaşanan o anın, donmuş bir kopyası.
Şimdi elimde kalan, ne bir yemin ne de bir söz.
Sadece o mucize anında, havada asılı kalmış,
Yakılmamış, okunmamış, bitmemiş bir kelime.
O kelimeyi arıyorum her yerde, dilsiz dudaklarımla.
Bulursam eğer, bütün enkaz yeniden hayat bulacak sanıyorum.
Geceleri gökyüzüne bakmak, benim son ritüelim.
Yıldızlar, o mucizeden arta kalan kırık parçalar.
Her biri parlıyor, ama hepsi birbirinden çok uzakta.
Ve ben, o parçaları birleştirmek için uzanıyorum,
Biliyorum ki, elimde kalan sadece boşluğun soğukluğu olacak.
Bu enkazın bir sesi var, sadece ben duyuyorum.
Kırılan camların fısıltısı, devrilen sütunların ağıtı.
Bir zamanlar mucizeye inanan o kalabalık, şimdi sessiz.
Geriye sadece ayak izlerimin çıkardığı,
O eski, kutsal tozun çıtırtısı kaldı.
Omuzlarımda taşıdığım, binaların molozları değil.
Her biri, seninle kurduğum o büyük umudun, taşlaşmış hali.
Ağır, evet; ama yere bırakamam, bırakmam.
Çünkü bu yük, senin varlığının,
Benim üzerimde bıraktığı en son ve en değerli baskı.
Birileri gelip soruyor, "Neden yeniden inşa etmiyorsun?"
Bilmiyorlar ki, ben bu enkazı seviyorum.
Bu yıkıntı, benim için bir başlangıç noktası değil, bir final.
O mucizenin son şahidi olarak,
Onu olduğu gibi korumak, benim son görevim.
İşte bu, senin gidişinin yarattığı yeni gerçeklik.
Ne bir kapı açılıyor, ne de bir el uzanıyor.
Ben, büyük aşkın ardından kalan, son şahidim.
Kayıp mucizenin enkazını sırtında taşıyan,
Ve o enkazın altında yeniden yaşamayı öğrenen bir yabancıyım.
Cemre yaman
5.0
100% (7)