5
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
103
Okunma

Bu sessizlik, senin adınla örülmüş bir duvar.
Ne yıkılır, ne de üzerinden atlanabilir.
Her ses, buraya çarpar, bin parçaya ayrılır,
Geriye kalan, sadece benim sağırlaşmış yalnızlığımdır.
❦
Kalbim, artık bir saat değil, zamanı ölçmüyor.
Sadece senin gidişinin anını sonsuza dek tekrarlayan,
Kırık bir zemberek sesi gibi atıyor.
Ne bir ileri, ne bir geri; sadece o anın içinde hapis.
❦
Benden geriye kalan nedir? Birkaç yorgun nefes,
Ve avuçlarımda tuttuğum, rüzgâra feda edemediğim toz.
O toz ki, bir zamanlar senin dokunuşundu.
Şimdi her dokunuşumda, Parmaklarımdan geçmişin soğukluğu sızar.
❦
Aynalar yalan söylüyor, gördüğüm yüz benim değil.
O, senin yokluğunla şekillenmiş, hüzünlü bir maske.
Gözlerimdeki o cam kırıkları, sadece seni arıyor.
Ama biliyorum, aradığım kişi, çoktan benden ayrılmış.
❦
Benim için artık her yolculuk, sadece bir iz bırakma eylemi.
Gittiğim her yer, senden uzaklaşmanın bir kanıtı.
Ama ne kadar kaçarsam kaçayım, o başlangıç noktası,
Kalbimin tam ortasında, hiç silinmeyen bir mürekkep lekesi.
❦
Şimdi bütün kelimelerim yetim, tek başlarına ve kimsesiz.
Cümle kurmak, bir ağıt yakmaktan farksız benim için.
Çünkü her harf, sana sesleniyor, biliyorum.
Ve her sessizlik, karşılık bulamayan bir feryadın sonu.
❦
Unutmak için çabaladığım her saniye, bir boşa kürek çekme.
Çünkü sen, bir anı değil, benim damarlarımdaki kanın akışıydın.
Artık sadece bir yara değil, iyileşmeyecek olanın adı.
Ne zaman dokunsam, aynı ilk günkü gibi kanıyor.
❦
Ve bu derinlikte, nefessiz kaldığım o son anda,
Anlayacağım ki, sen beni terk etmedin.
Ben, seninle dolu olduğum o anı terk edemedim, hepsi bu.
Cemre Yaman
5.0
100% (7)