0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
50
Okunma
Ölümün rengi nedir, söyler misin bana?
Gecenin karası mı,yoksa kederin mi tonu?
Yoksa bir veda busesi mi usulca yanağına,
Dokunan bilinmezliğin, o sonsuzluğun sonu mu?
Kimi der ak bir kefen, saf ve tertemiz,
Tüm dünyevi kirden arınmış bir beyaz.
Kimi der mor bir hüzün, derin ve sessiz,
Gidenin ardından kalan, dinmeyen ayaz.
Belki de bir gridir, sisli, puslu bir an,
Ne tam ışık ne tam karanlık, arada kalış.
Geride kalanların baktığı o solgun tavan,
Zamansız bir vedanın, kalpteki sızlayışı.
Fakat derler ki, o bir renk değil belki,
Bir ışık huzmesi, son bir nefes kadar sıcak.
Acının bittiği, huzurun başladığı belki,
Sonsuzluğa açılan son ve büyük kucak.
Ölümün rengi, gidenin gözünde saklı,
O, artık yalnızca yokluğun sesi.
Kalanın ruhunda ise, anıların hakkı,
Ne olursa olsun, o ebediyetin nefesi
Ölümün rengi nedir? vakti geldiğinde,
Anlarsın Anlarsın.
5.0
100% (1)