0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
61
Okunma
Bir sabah uyandım, gözlerim kamaştı,
Yabancı bir gök, bildik bir telaş vardı.
Ben istemedim, demeye kalmadı,
Bir el beni aldı, o meçhula sarmaladı.
Ne yolumu ben çizdim, ne rengimi seçtim,
Sanki bir fırçanın ucunda titrek bir resim.
Kader mi denir buna, yoksa bir yazgı mı?
Oyun başladı, ben oldum ilk figürü bilemedim.
Bir rol verildi bana, ne bilirim, ne anlarım,
Söylenen sözleri, takındığım o tavırları.
İçimde bin isyan, dilimde bir sükût halları,
Bu sahne benim değil, bu ışıklar da bir lût.
Kimi zaman sevgi sandım bu zorunlu oyunu,
Kimi zaman ağır bir yük, omuzlarıma konuldu.
Geriye dönmek yok, akışa uyduğu mu?
Ben kendimi değil, seçilmişi buldum.
Şimdi durdum, bakıyorum yorgun bir gözle,
Bu kalabalık içinde, bir tek benim sözümle.
Seçilmek bir lütuf mu, yoksa bir esaret mi?
Ben sadece yaşadım, benim değil ama bu hikâyenin mimarisi devleti.
5.0
100% (1)