1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
72
Okunma
Soğuk bir beton yatak, tavanı lacivert gök,
Üstünde yıldızlar, ulaşılmaz ve uzak.
Gazete kâğıdı yorgan, altında nefesi bükük,
Sokakta yatan adam, sessiz bir tuzak.
Gece ağır basar, zifiri ve sağır halde,
Yanından geçen gölgeler, dönüp bakmaz bile.
Omuzlarında hayatın görünmez yükü ağır,
Tek dostu rüzgâr, ıslık çalar ince ince.
Bir zamanlar o da koştu, bir adresi vardı,
Bir masası, bir fincanı, bir sıcak yuvası.
Şimdi bütün şehir, ona sırtını kardı,
Avucunda bir dua, kalbinde büyük bir kova.
Kaldırım taşı sert, ama uykusu derindi,
Düşlerinde belki yeşil bir kır, bir anne eli.
Gözlerinde bin hikâye, sessiz ve serindi,
Yaşadığı her an, bitmeyen bir çile.
Sokakta yatan adam, şehrin unutulmuş yüzü,
Vitrin ışıkları vurur, kırar uykusunu.
Yalnızlık, onun alın yazısı, onun sözü,
Ve dünya geçer gider, bozmadan uykusunu.
5.0
100% (2)