2
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
269
Okunma
Tutunmak,
saçının kırıklarından
kavramaya çalışan
inatçı bir çocuk eli olur
çoğu zaman ki
kürek kemiklerini sayıyorum
dışından içine doğru.
son rakamı aklımda tutuyorum
unutma/dım..
beni sadece sen anla.
dilimi bilmesin
diğer insanlar..
sana anlatmaya
çalıştığım şey buydu
hareket etmeden
ve konuşmadan
omuzundaki İzlerden.
bir ihtimal
bir düşe
bulaşacak yine…
seni,
kazağının kollarından
damlayan
yağmur sularını emen,
sarı saçlı/
pembe yanaklı çocukların
masum dudakları ile
bekliyorum burada..
en derin çukurunda
kuytularımın/
en karanlık yerinde
zamanın ki
uğurlayıp
kışa solan
mevsimleri,
doğan güneşe
işaretler bırakarak…
şşş tamam.
sersem
parmak uçlarımla
yüreğimi dikiyorum
ve acı duyduğum tek an.
koparıp
dudağımın kenarından
en keskin düşü/şü
savuruyorum
sırtının patikalarından.
tutku
hiç dokunmadığım
tenine bulaşan,
soluğumun dirhem dirhem
çekilmesi kuytularıma ki
aklımda
yarı açık sırtın var
gidiyorsun öyle ya...
dönüp b/akmadan
ve yanağına dokunuyorum
yanağımla.
dur ve bana b/ak
gidiyorum..
uykusuzluğum
sağanak odalarına
bir rüya var edip kendime
duvarlarını bütün duvarlarını
ellerimle boyayacağım
önce maviye
sonra sana ki
kapkara gidiyorsun
ve kış bitiyor
ölüyoruz ya
her bahar durmadan.
sanki; bizi
güneş çarpmış yatsılarda
rahatlamamış
ve tedirgin bir akıl
bırakarak bana
sınırlarını zorlayarak
çılgınlıklarının
savurup saçlarını
ırmağa/
akıp gidiyor o kağıttan gemi
toza dönüştü demek ki
bütün karalar...
hangi kapılardan
bahsedebilir ki insan
çıkıp gidiyorsa
göz bebeklerinden
sinsice...
ne vakit
senli bir düşe çarpsa
kanarken yüreğiM,
görmedim farzet
tam yüreğime çarpan
bu ayaz
hiç öpmediğin
parmak uçlarımdan
uzak dur!
çatlayan dudağın kadar,
sızlıyor içim.
gözüme kaçan
kum tanesi kadar
uyku...
bütün gidilmemiş
yolların sonunda
ayak tabanlarıma
bulaşan
kir
ve ellerime biraz...
saçlarımda
sonu belli olmamış bir
ihtilal...
yenilmeye hazır bir gün daha.
doğuyor/ya da
batıyor.
dibine kadar.
ölümün ve özgürlüğün.
ve gül/üm
ıslak saçlarından
dudağa çekilen bir damla
sızıp/içine akacak ki
için/içim...
(...)