4
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
148
Okunma
Lal diyelim…
Sözlerin dudağında mühür,
kalbinin kıyısında kırmızı bir sır olsun.
Ben de o suskunluğa dokunan
ince bir rüzgâr gibi yazayım:
Lal’im ben,
dilin ucuna kadar gelip de düşmeyen kelime.
Bir ateşin sönüşünü değil,
içten içe yanışını taşırım.
Sana anlatmadığım bütün acılar
bir tespih tanesi gibi dizilir geceme.
Her biri sessiz, her biri ağır,
her biri kendini söylemeden çoğalır.
Yine de taşıdığım bu sessizlik
sanma ki boyun eğiştir;
kendi içimin kudretinden
doğmuş bir korudur.
Lal’im…
Ama içimdeki yankı
dağları devirecek kadar kararlı.
Bir gün konuşursam,
kelimeler değil, kader akacak.
HAKAN
5.0
100% (10)