6
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
160
Okunma

YOKSUN YA
Şimdi her şey bir enkaza dönmüş, sadece nefes alıyor.
Oysa ben, göğüs kafesimde patlayan atomların sesiyim.
Hala yaşıyor olmam, kaderin en büyük ve en acımasız şakası.
Güneş dediğin kör bir lamba, ışığı
Sahte ve kirli,
O ışık, sadece senin bıraktığın gölgenin ne kadar derin olduğunu gösteriyor.
Yoksun ya, artık yürüdüğüm zemin bile buzdan bir tabut.
Duvarlar üzerime geliyor, her tuğla bir suçlama,
Tavan, çökmeyi bekleyen dev bir intihar mektubu.
Sensiz içilen su, boğazımı yakan bir asit çözeltisi.
Yatağım, soğuk bir mezar taşı, uyku ise bir ihanet.
Gece, bütün hayaletlerini salıyor üzerime,
Ve her biri, senin adını fısıldayarak derimi yüzüyor.
Kapı çalınsa, bilirim, gelen asla sen değilsin.
Gelen, sadece benden geriye
Ne kaldığını görmeye gelen meraktır.
Ben sana değil, senden arta kalan Bu acımasız hiçliğe takılıp kaldım.
Yokluğun bir kara delik, ışığı bile yutuyor,
Ve ben, o dipsiz boşlukta çaresizce dönen bir toz zerresiyim.
Unutmak mı? O, aklımın reddettiği son merhamet.
Hatırlamak ise, her saniyede yüz kez çarmıha gerilmek demek.
Ne zaman aynaya baksam, orada kendimi değil,
Senin beni terk ettiğin o anki paramparça yansımamı görüyorum.
Yüzümdeki çizgiler, yokluğunun haritası;
Her bir kıvrım,
Geri dönüşü olmayan bir yola çıkan iz.
Bu şehrin havası zehir, egzoz dumanı değil, senin kokun eksik olduğu için.
Her köşe başında, bizi gören o ağaçlar bile yas tutuyor.
Rüzgar, sanki senmişsin gibi hırçın, sanki hesap soruyor benden.
Bahar gelirse gelsin, benim toprağım donmuş, ebediyen kış.
Benim mevsimim yalnızca gri, kasvetli bir kasım.
Yoksun ya, doğa bile bu dramın figüranı oldu.
Kalbimi dinlemeyeli çok oldu, Orada sadece bir uğultu var,
Sürekli tekrarlanan bir melodi: Kayıp, kayıp, kayıp.
Bütün umutlarımı cam bir kutuya koyup, okyanusun dibine fırlattım.
Çünkü bilirim, o umutlar seni geri getirmeyecek.
Sana duyduğum sevgi bir zaaf değil, bu bir lanet.
Ve ben bu lanetle yaşamayı, Yanarak sürdürmeyi öğrendim.
Sen, hayatımdan sökülen en büyük köşe taşı.
Geriye kalan, eğreti duran, her an yıkılacak bir bina.
Bu bir hasret değil, bu bir ceza, keskin bir yargı.
Yoksun ya, ben artık kendime bile ait değilim.
Ben sadece senin boş bıraktığın o yerin; yeryüzüne düşmüş, paramparça olmuş haliyim.!!
Cemre Yaman
5.0
100% (9)