0
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
135
Okunma

ben rüyaların maden işçisiyim
bir evren kazdım parmak uçlarımla
yıldız tozuna karıştı ayak izim
büyük bir benlik keşfettim içimde
küçük bir tanrı gibi utandım sonra
ne duruyorsunuz hadi taşlayın!
kalbimi âşıklar çarşısında düşürdüm
üstünden yedi otobüs geçti
biri dostumdu biri düşmanım
geri kalan beşi hayatın cilvesi
yüzümle konuşmayı
unuttuğumu fark ettim
gidip aynaya baktım
bir kuş dua ediyordu:
“ey içimde yankılanan boşluk
beni görmezden gelme
ne olur artık bana benze.”
hiç oralı olmadı
ben yine de umudumu kesmedim
ne duruyorsunuz hadi taşlayın!
bir zamanlar yüreğim atlastandı
sonra haritaya dönüştü
okyanuslarımda boğulan kötü çocuklar var artık
coğrafyadan hâlâ anlarım biraz
kıtalara da bu cüretle sesleniyorum:
“toprak olun bana ben de size şiirler ekeyim.”
keşke susmayı bir meslek edinseydiniz
her gün biraz daha az konuşsaydınız
biraz daha fazla hissetseydiniz
bak ben hâlâ fısıltılı bir dua gibi yaşıyorum
ben hâlâ kendi kalbimin tanığıyım
ben sessizliğin kilit taşıyım
ne duruyorsunuz hadi taşlayın!
ölümle iyi geçinen bir çiçeğim ben
rengim mora yakın adımsa unutulmuş
olur da bir gün aklınıza gelirsem şöyle deyin:
“bir kadın vardı, kaçıktı, dünyayı şiirle tamir etmeye kalktı.”
ne duruyorsunuz:
hadi gülün! hadi eğlenin! hadi taşlayın!
hulyaperest
(onüçkasım2025)