0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
59
Okunma
İnsan sevdi mi,
Sevdiğinin kaşını da kahrını da severmiş derler…
Ben anladım ki,
Sevda dediğin; bir omuzda geceyi taşımak,
Bir omuzda sabahı beklemektir.
Yorulursun…
Belki dizlerinin titrediği an olur,
Belki kapılar yüzüne kapanır,
Belki “gitmek” kulağına fısıldar en koyu hüzün.
Ama seven,
Gitmenin ağırlığından kaçar da,
Dönüp dönüp kalmanın sesine tutunur.
Çünkü iki zoru görünce,
İnsana yakışan; kaçmak değil,
En dar sokağa dönüp “buradayım” diyebilmektir.
Karanlık büyüdükçe değil,
Kalp küçüldükçe beli bükülür insanın;
O yüzden,
Karanlığa inat, büyümeli kalp,
Bir çocuğun umutları gibi.
Ben seni sevdim…
Kahrını da, suskunluğunu da,
Bir gece yarısı gözlerinden düşen yağmur damlasını da.
Sözlerini değil,
Sözlerinin arkasında sakladığın ürkekliği sevdim.
İçine sığmayan öfkeni,
Dışına taşamayan sevincini sevdim.
Ve öğrendim ki;
Sevda, insanın kendine ettiği en dürüst yeminmiş.
Kırılırken bile “yanındayım” diyebilmekmiş.
Kapılar kapanınca beklemek değil,
Kapıları açacak cesareti yüreğinde saklamakmış.
Sen çağırmasan da,
Sesin sızmasa da pencereme,
Adımın gölgesi bile düşmese yollarıma,
Ben gelirdim…
Çünkü sevince,
Giden değil, gelen olmalı insan.
Gelen ki,
Bir omuzunda sevdanın yükünü taşırken,
Diğer omuzuyla yaralarını sarar sevdiğinin;
Gelen ki,
Sabahı, bir çayın buğusunda büyütür;
Geceyi, bir bakışın içine saklar.
Ey kalbim…
Sen de bil artık,
Sevda; “kolay” diyenlerin nefesinden değil,
Zora rağmen kalanların yüreğinden yazılır.
Ve ben,
Bu uzun yolun her çukuruna, her yorgunluğuna
Senin adını kazıya kazıya yürürüm.
Çünkü insan sevdi mi,
Kaşını da sever kahrını da…
Ve ben,
İki zor gördüğünde gitmeyi değil,
Sana gelmeyi seçmiş bir gönlüm.
Kadir TURGUT
5.0
100% (1)