0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
80
Okunma
Ben sana,
Sina’da bir su damlası kadar değerli baktım…
Bir damla ki, çölün yüreğini yumuşatır,
Bir damla ki, yolcunun duası olur,
Bir damla ki, hayatın kıymetini hatırlatır…
Ben seni öyle kıymetli sandım
Sen ise kendini hurda tezgâhında
Artık eşya gibi gördün…
Kendine biçtiğin değerle
Benim sana biçtiğim değer arasında
Bütün bir ömürlük uçurum vardı.
Ben seni,
Yüksek dağlarda karları yarıp güneşe baş uzatan
Bir kardelen kadar asil gördüm…
Soğuğu delip çıkan bir umut,
Güneşe selam duran bir başeğmezlik,
Yıkılmaz, eğilmez, aydınlığa yürüyen bir inat gördüm sende.
Sen ise kendini
Ayak altına alınan bir saman gibi sandın;
Önemsiz, savrulan, ezilen…
Oysa ben seni savrulsun diye değil,
Kutsansın diye sevdim.
Ben seni
Doğu ile Batı gibi tamamlayıcı,
Kuzey ile Güney gibi tamamlanan
Bir bütünün iki nefesi gibi bildim.
Bir elin tersi değil,
İki avucun birbirine kavuşması sandım seni.
Ben seni memleketin her rengini içinde taşıyan
Bir büyük barış gibi gördüm…
Karadeniz’de horon,
Doğu’da zılgıt,
Ortada halay,
Güneyde delilo…
Tek vatanda çokça dilin ahengi gibi,
Bir ezginin birleşmiş sözleri gibi,
Ne eksik,
Ne fazla…
Tam “olduğu gibi güzel” sandım.
Ama sen…
Sen kendini hep bombalanmış mayın tarlalarının
Korkak sessizliğine benzettin.
Yaklaşanı yaralayan,
Dokunanı patlatan,
Kendi güzelliğini bile kendine fazla gören
Bir kırık coğrafya gibi yaşadın ömrünü.
Ben seni iyileştireyim dedikçe,
Sen kendini daha da yaraladın.
Ben seni değerli bildikçe,
Sen kendi değersizliğine sarıldın.
Oysa bilmez misin?
Bir kardelen bile karanlıktan çıkarken
Kendine inanır.
Bir su damlası bile çölün ortasında
Bir vaha yaratır.
Bir horon bile tek ayakla değil,
Birlikle döner.
Bir zılgıt bile tek sesle değil,
Toplu yankıyla yükselir.
Ben sana bir ömürlük değeri
Bir gönül dolusu sevdayla anlattım,
Sen kendine bir ömürlük yarayı
Bir avuç umutsuzlukla büyüttün.
Ben sana “sen değerlisin” dedikçe,
Sen “ben değilim” dedin.
Ben seni yıldızların yerine koydum,
Sen karanlığın altına sakladın kendini.
Ben seni göklere yazmak istedim,
Sen gölgelerde sildin adını.
Ve şimdi anlıyorum…
Ben seni yükseltmeye çalıştıkça
Sen ısrarla kendini alçalttın.
Ben seni dağların zirvesine taşırken
Sen kendini hurda tezgâhına bıraktın.
Ben seni evrenin dengesi sandım,
Sen kendini yokluğun dibi…
Ama inan şuna;
Ben seni ne sandıysam
O hâlâ bende duruyor.
Kardelen hâlâ açıyor içimde,
Horon hâlâ dönüyor kalbimde,
Zılgıt hâlâ göğe yükseliyor adının sesinde…
Ve Sina’nın o tek su damlası
Hâlâ kıymetini koruyor bende.
Tek eksilen şey sensin…
Benim sana biçtiğim değeri
Sen kendinde bulamadığın için.
Kadir TURGUT
5.0
100% (2)