0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
12
Okunma
Derin ve gizli bir umut var içimde,
Adını koymaya dilim varmıyor.
Çünkü her ad, biraz eksiltir hakikatini,
Her cümle biraz yaralar suskunluğunu.
Ben susuyorum,
İçimde büyüyen şey konuşmaktan ürküyor.
Bir sızı gibi duruyor göğsümün en kuytusunda,
Ne tam acı, ne de sevinç.
Bir gün doğmadan önceki karanlık gibi,
Ne geceye ait, ne sabaha.
İşte orada bekliyorum,
Zamanın bana dokunmasını.
Sözcükler kifayetsiz kalıyor bazen,
En çok da umut anlatırken.
Çünkü umut,
Kırılgan bir kuş gibi
Yüksek seslerden ürker.
O yüzden fısıldamıyorum bile,
Sadece içimde yaşatıyorum.
Yollar gördüm bu kalpte,
Üzerinden kimseler geçmemiş.
Adımlarım bile çekinerek basmış,
Kendi izimden utanmışım.
Çünkü bazı umutlar
Ayak sesine dayanamaz.
Ben beklemeyi öğrendim,
Beklerken eskimemeyi.
Her gidenle biraz daha susmayı,
Her susuşta biraz daha derinleşmeyi.
Zira anladım ki,
Umut sabırdan yapılmış gizli bir ibadettir.
Bazen geceye yaslanıyorum,
Karanlık beni anlar sanıyorum.
O da sessiz, ben de.
İki suskunluk çarpışıyor gökyüzünde,
Yıldızlar dökülüyor içime,
Ben yine de dilek tutmuyorum.
Çünkü dilek tutmak cesaret ister,
Ben cesareti yarınlara sakladım.
Bugünlük sadece dayanıyorum,
Kalbimi incitmeden yaşamaya.
Bir gün olur da
Bu umut kendini çağırırsa…
İşte o vakit,
Ne kelimeye ihtiyacım kalır
Ne sessizliğe.
İçimde sakladığım her şey
Kendi yolunu bulur.
Ve ben,
Hiç kimseye anlatmadığım bu umudu
Gözlerimle taşırım hayata.
Kırmadan, dökmeden,
Sessizliğini bozmadan…
Kadir TURGUT