0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
24
Okunma
Küssem, küs kalamıyorum;
susmak bir yara gibi büyüyor içimde.
Konuşsam, kelimelerim sana çarpıp
bana geri dönüyor,
daha çok kırılıyorum.
O yüzden ortada kaldım,
kırgınlığımın tam orta yerinde;
ne gidebiliyorum
ne kalabiliyorum adam gibi.
Sen hep yüreğimde kal.
Kal ki, kalmak denilen şey
bir adres olsun bana.
İlla sıkılıp dolaşmak istersen,
damarımda dolaş;
kanımda gezin,
canımda iz bırak.
Ama ne olur,
kalbimden fazla uzaklaşma.
Çünkü kalp dediğin,
herkesin giremediği bir yerdir.
Benimkine bir tek sen
ayakkabılarını çıkarmadan girdin.
Bir baktım;
dünyanın bütün yorgunluğu
senin adında dinleniyor.
Bir baktım;
hayat dediğim şey
senli cümlelerde anlam buluyor.
Biliyor musun,
insan bazen küsmez sevdiğine;
sadece yorulur.
Anlatamadıklarından yorulur,
anlaşılamamaktan yorulur,
her şeyi içinde taşıyıp
bir gün taşamadan kalmaktan yorulur.
Ben sana küsmedim;
ben kendime yenildim biraz.
Geceleri suskunum;
çünkü gece,
insanın kendine bile ağır geldiği bir vakit.
Gündüzleri gülüyorum;
çünkü yokluğunu
herkese anlatamam.
Bir tek kalbim biliyor
sen gidince
hangi tarafımın eksildiğini.
Eğer bir gün
bu yorgun kalbime uğrarsan,
sitem görürsen şaşırma;
o sitem, sevdanın kırpıntısıdır.
Eğer gözlerimde
sessiz bir serzeniş yakalarsan,
bil ki o,
gitme ihtimalinin korkusudur.
Sen kal.
Kavga etsek de kal,
suskunluk büyüse de kal.
Çünkü bazı insanlar
hayattan çıkınca değil,
kalpten uzaklaşınca
ölür.
Ve ben seni
hiçbir ölüme yakıştıramıyorum.
İlla gideceksen bile,
adımların yavaş olsun.
İlla susacaksan bile,
kalbime yaslanarak sus.
Ama ne yaparsan yap,
ne olur,
kalbimden fazla uzaklaşma.
Çünkü ben,
en çok seni severken
kendim olabiliyorum.
Kadir TURGUT