0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
19
Okunma
İnsan,
her şeyi bildiğini sandığı birine
susmadan anlatır kendini.
Kelimeler omzundan dökülür,
sırlar kapı eşiğinde ayakkabı gibi bırakılır.
“Beni bil” der,
“beni anla” demeden önce.
Ben de anlattım.
Bir gün…
Bir tek gün yetti bütün ömrü boşaltmaya.
Kalbimi masaya koydum,
üstüne bir bardak güven devrildi,
içinden çocukluğum taştı.
O gün
deniz kırmızıydı,
dalgalar susmuyordu
ve ben konuşarak boğuldum.
Meğer insan,
her şeyi bildiğini sandığına
her şeyini anlatırmış da
asıl dersi sonra alırmış.
Çünkü bazı insanlar
bilmek için dinlemez,
bilmiş olmak için susar.
Ve bir gün,
“her şeyim var” dediğin yerden
“hiçbir şeyin yok” demeyi öğretir sana.
İşte o gün
anlarsın:
Bilmekle sahip olmak
aynı kelime değildir.
Kızıl denizin ortasında öğrendim bunu,
dalga dalga çarpan bir yalnızlıkta.
Sözlerim kayalara vurdu,
geri dönmedi.
Adımı söyledim,
yankı bile tanımadı beni.
Ben her şeyi anlatmıştım,
ama kimse tutmamıştı içimden düşeni.
İnsan,
bazen birine değil
kendine anlatır her şeyi
ve bunu çok geç fark eder.
Sonra sustum.
Öyle bir sustum ki
kelimeler benden küstü.
Artık cümlelerim yarım,
gözlerim tamdır.
Şimdi biri sorarsa
“neden anlatmıyorsun?” diye
şunu demiyorum:
“anlamazsın.”
Şunu diyorum içimden:
“Bir zamanlar anlattım
ve öğrendim
hiçbir şeyin
en büyük öğretmen olduğunu.”
Kızıl deniz hâlâ içimde,
dalga sesi susmaz.
Ama artık
kimseye her şeyimi anlatmam.
Çünkü bazı insanlar
her şeyi bilmez,
sadece
her şeyi senden alır.
Ve insan,
her şeyini anlattığı yerden
hiçliğe yürüyerek
olgunlaşır.
Kadir TURGUT
5.0
100% (1)