13
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
183
Okunma

Bu şiir, klasik anlamda bir metnin ardına yazılan poetika değil; bizzat dizelerin nabzıyla atıp kelimelerin ruhundan terleyen bir iç nizamedir. Düşkırım Notları, karanlığın içinden aydınlığı arayan değil, aydınlığın içindeki karanlığı törpüleyen bir yolculuğun kayıt defteridir.
Bu poetika, o yolculuğun nişanesidir.
DÜŞKIRIM NOTLARI – POETİKA
Şiir, kendi evini kendi içinden yıkan bir kuştan doğar. Bu kuşun adı “ben”dir. Sonra “ben”, her kıvrımda kendini kazır, böler, bozar, çözer, büzür, bezer, dizer…
Her dönüşte, kendi aynasında “sen”e çarpar.
Ve okur bilir: Bu şiirde “sen”, ben’dir; “ben” ise hiç”tir.
Bu şiirin harci, yanmakla yanmamak arasındaki o mukaddes tereddüttür.
Şair, her bendin başında karanlık diye çağırır;
sonunda ışığa kavuşmaz.
Çünkü ışığa kavuşmak, şiirin bittiği yerdir;
bu metin, bitmemek için yazılmıştır.
Bu şiir, imtihan dilindedir.
Kelimeler secdededir; vezin, bir zikirdir.
Aşk burada ceza, sabır burada tahta çıkar.
“Ben beni…” diye başlayan her dize, şairin içindeki mahkemede yeminli ifadedir.
Ses örgüsü, iç akorttur;
her ne kadar hece kalıbının disiplininden geçse de
ruhu kendi makamında ezan okuyan bir kuşun serbestliğindedir.
Buradaki aşk, beşerî bir yokuşun ilahî bir inişle kesiştiği kavşaktır.
Ne yalnız dünyevîdir, ne sadece uhrevî;
ikisi arasındaki ince çizgi, kelimelerin kıblesidir.
Şair, “Delibal” mahlasını boşuna taşımaz.
Bal, tatlıdır; deli, yakıcı.
Bu şiir hem ilâçtır hem yara.
Hem tesbih taneleri döker hem dervişin postunu yakar.
Karanlık, bu şiirde düşman değildir;
imtihanın şafağıdır.
Her kırılış, bir doğum sancısıdır.
Her “sen seni sanıyorsun” deyişi,
hakikate çağrılan nefsin boynuna geçirilen ince bir tasmadır.
Bu poetika bilir ki:
Gayret duadır, sabır efendidir.
Ve bu dizeler, gecelerin öz suyuyla yazılmıştır;
yıldızların yorulduğu yerde bile ritim devam eder.
Düş burada kırılmaz;
düş burada kırarak inşa eder.
Çünkü şiirin çekirdeği, kırılmadan filiz vermez.
Şiirin Hükmü
Bu şiir, okuyucusunu pasif bir dinleyici yapmaz.
Kim okursa, kendini mahkeme huzurunda bulur.
Bu, bir medfun arama şiiridir;
kazdığın çukurda kendi ismini bulursun.
Ve nihayet:
Şair bilir, okur sezebilir:
Aşkın baharı karanlıktan doğar.
Ve bu şiir, karanlığın içinden “ıssız bir secde sesi” gibi yükselir.
Son Söz
Bu poetika, şiiri açıklamak için yazılmadı.
Şiirin kendisi zaten açıklanmaz;
ancak şahitlik edilir.
Delibal’ın kalemi kırılmamış,
yalnızca tefekkürün ucuna bilenmiştir.
Düş kırılmaz,
erdemli olanlar düşe teslim olur.
Ve kim bu şiire dokunursa, kendi karanlığından kendi nuruna geçer.
Hazırsanız, düşü yeniden kırıp tekrar toplayabiliriz.
Yeter ki sen seni sanmayasın…
Ser Feyzlizof Delibal Hazretleri namı diğer Celil ÇINKIR
Sürülsün, sürülecek âlemler, sürülmeden
Kırılsın, kırılacak kalemler, kırılmadan …. Torandıkados Özdeyişi
Karanlıklar çok olur, düşlerin ederinden
Şafağı düşlemekten, yorgun düşer gözlerim
Baktıran bayram eder, çıksa fallar aşk için
Ben beni çiziyorum, sen seni sanıyorsun
Çilenin paydasıdır, yalan dünya suretim
Ben beni bozuyorum, sen seni sanıyorsun
Gamların aynasıdır, seyrettiğin cesedim
Razıyım versin keder, yaksa göller aşk için
Kaf Dağı kışlamaktan, sürgün yaşar, sızlarım
Karanlıklar yok olur, beşlerin beherinden
Karanlıklar çekilir, vuslatın seferinden
Gözlerim beşe tutsak, düşlerimden gizlerim
Görenlerin gözünden, aksa seller aşk için
Ben beni çözüyorum, sen seni sanıyorsun
Musallada bitecek, eni güdük gurbetim
Ben beni büzüyorum, sen seni sanıyorsun
Canıma tan katacak, serde sırra nöbetim
Geceleri özünden, sıksa kollar aşk için
Beşlerde yoksa imsak, yorulur yıldızlarım
Karanlıklar yakılır, hasretin zaferinden
Karanlıklar yük olur, rahmetin rötarından
Martılar yas tutarken, denizleri düzlerim
Gidenin arkasından, akar pullar aşk için
Ben beni beziyorum, sen seni sanıyorsun
Dilekçemde dileğim, ipte saklı kâinat
Ben beni diziyorum, sen seni sanıyorsun
Düşten öte gerçeğim, tüm sürgünlere inat
Sessizler halkasından, kalksa lâller aşk için
Kirpikler pas tutarken, gamzeleri özlerim
Karanlıklar şavk olur, habibin didarından
Karanlıklar yıkılır, “Bir Bilen” nazarından
Dilimde en ön safı, isyan alsa sızlarım
Boynunu nakdimizde, bükse yıllar aşk için
Ben beni eziyorum, sen seni sanıyorsun
Güzele kanmak bilmez, gönül denen hasletim
Ben beni geziyorum, sen seni sanıyorsun
Sevene nazım olmaz, sevilmeye hasretim
Bilinen vaktimizde, çaksa eller aşk için
Anlayan çıkmaz safı, bühtan olur sözlerim
Karanlıklar yakılır, umutlar üzerinden
Karanlıklar kasılır, nicenin kaderinden
Tuzlara yara basar, küllerimi közlerim
Meydanlara anıtı, dikse kullar aşk için
Ben beni kazıyorum, sen seni sanıyorsun
Takatimi aşınca, hüznü çekmez sıkletim
Ben beni üzüyorum, sen seni sanıyorsun
Sabır küpüm taşınca, handan eder hicretim
Kalpleri geren putu, yıksa eller aşk için
İhtarlar umut verse, sabrımı semizlerim
Karanlıklar asılır, gecenin eserinden
Karanlıklar boğulur, ervahın hazarından
Düşlerimi tek duyan, şiirdir, remizlerim
Gurbet elin kahrını, sökse yollar aşk için
Ben beni süzüyorum, sen seni sanıyorsun
Mezarım can evimde, ben benden ibaretim
Ben beni seziyorum, sen seni sanıyorsun
Küllenmem alevimde, bahardandır kudretim
İçene dem bahrini, çökse beller aşk için
Bilerek yok okuyan, iksirdir denizlerim
Karanlıklar dağılır, kışların baharından
Karanlıklar dökülür, sevdanın mimarından
Dertlerim dert doğurur, bir derdi yedizlerim
İnsanların dehası, dökse diller aşk için
Ben beni yazıyorum, sen seni sanıyorsun
Bilenler bilir beni, tenden öte hayretim
Ben beni yüzüyorum, sen seni sanıyorsun
Canıma can katana, candan öte gayretim
Delibal’ın duası, koksa güller aşk için
Gam peşinden çağırır, depreşir krizlerim
Karanlıklar sökülür, garipler diyarından
Celil ÇINKIR – DELİBAL
5.0
100% (19)