0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
28
Okunma

Gönül tahtımda yanan bir hasret ki özel,
Adın dilde zikrolur, ne hoş bir dert ki ezel,
Sana ulaşmak için, çekerim de bin zel,
Hüseyin gazel ey yâr, cânânıma bir gazel.
Gözlerim yaşla doldu, kalbimde derin bir ah,
Sensiz geçen ömrümde, ne kaldı ki bir refah,
Bu aşkın sırrını bilen, ne melek ne de günah,
Hüseyin gazel ey yâr, cânânıma bir gazel.
Yüzün nûr-ı Muhammed, gözlerin Kevser suları,
Senin aşkınla coşar, bu âlemdeki yaraları,
Bu sevda ki derindir, sığmaz ne bir diyarî,
Hüseyin gazel ey yâr, cânânıma bir gazel.
Sana ulaşmak için, cânımdan geçtim bile,
Aşkın meydanında kaldım, tek başıma bir çile,
Bu dert ki başıma geldi, ne yapsam ne eyle,
Hüseyin gazel ey yâr, cânânıma bir gazel.
Adın dilimde zikir, her nefeste hece hece,
Hasretinle geçiyor, gündüzlerim ve gece,
Bu aşkın ateşi yakar, gönlümde her bir nece,
Hüseyin gazel ey yâr, cânânıma bir gazel.
Ne Kerbelâ’dan bir ders, ne de bir mâtem kalır,
Senin adın anılsa, kalpte bin derman bulur,
Bu aşkın şahâdeti, bize sonsuzluk verir, olur,
Hüseyin gazel ey yâr, cânânıma bir gazel.
Aşık TURHAL söyler: Aşkın deryasına daldım,
Seninle var oldu can, sensiz ben bir hiç kaldım,
Bu sevda ki derindir, ebediyen seni bildim,
Hüseyin gazel ey yâr, cânânıma bir gazel.
Hüseyin TURHAL