0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
176
Okunma

Gönül meclisinde sunulan bir ikram ki özel,
Dost elinden içince, dertler olur da ezel,
Hastalığa derman olur, ne hoştur ki bir zel,
Şerbet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Kevser’den mi süzüldü, o tatlı lezzet dolu,
Gönül bir yudum ister, unutturur her yolu,
Bu aşkın şifâsıyla, kalmaz ki hüzün, çulu,
Şerbet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
O nazenin ellerin, sunduğu bu tatlı su,
İçen mest olur da, kaybolur aklın korkusu,
Dudakların renginden almış, ne hoştur bu koku,
Şerbet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Güneş yaksa da canı, bu şerbet dindirir koru,
Aşkın hararetini alır, kalmaz gönlümün kuru,
Bu lezzet ki derindir, sığmaz ne bir suru,
Şerbet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Ne meclis kurulur ki, o şerbet olmaz elde,
Dertli gönüllerin muradı, bu tatlı yaz yelinde,
Yârden gelen her şey, ne hoştur ki bu dilde,
Şerbet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Zehri bal eyler o, aşkın kudreti ile canan,
Bu içilen damlalar, kalbe verir sonsuz bir an,
Ne hoş bir lûtfu imiş, bu sevda, bu ferman,
Şerbet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Aşık TURHAL söyler: Âşıkın dermanı sensin,
Bu aşkın şerbetiyle yanan, benim de canımsın,
O tatlı dudaklarından bir yudum, son limanımsın,
Şerbet gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Hüseyin TURHAL