0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
29
Okunma

Gönül tahtında saklı duran bir sır ki, pek özel,
Bakışın perde ardında, dertler olur da ezel,
Hâlinle derman olur, ne hoştur ki her bir zelzel,
Gizemin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Sanki bir rüyadan süzülmüş, o meçhul, o derin söz,
Gönül bir cevap ister, çözülmez her bir düğüm, kördüğüm çöz,
Bu aşkın perdesiyle, kalmaz ki hüzün, ne de bir göz,
Gizemin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
O nazenin yüzünden okunmaz, o esrarlı bakışın izi,
Her hali bin mana taşır, kaybolur aklın o hızı,
Bir muamma çözülmez ki, ne hoştur bu aşkın sızı,
Gizemin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Zaman yaksa da canı, bu sır dindirir koru,
Aşkın hararetini alır, kalmaz gönlümün kuru,
Bu lezzet ki derindir, sığmaz ne bir fani suru,
Gizemin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Ne meclis kurulur ki, o müphemlik olmaz elde,
Dertli gönüllerin muradı, bu tatlı hayal yelinde,
Yârden gelen her fısıltı, ne hoştur ki bu dilde,
Gizemin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Zehri bal eyler o, aşkın kudreti ile canan,
O bir damla sırda saklı, kalbe verir sonsuz bir an,
Ne hoş bir lûtfu imiş, bu sevda, bu ferman,
Gizemin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Aşık TURHAL söyler: Âşıkın deryası sensin, dermanımsın,
Bu aşkın sırrıyla yanan, benim de canımsın,
O tatlı dudaklarından bir yudum, son limanımsın,
Gizemin gazel ey yâr, dudağın da bir gazel.
Hüseyin TURHAL