0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
48
Okunma

Bana çok acı çektirdin,
Her an, her nefeste, ince bir sızı.
Gülüşlerimin ardına saklanan zehirli hançer,
Sessizliğimde yankılanan kırık bir melodi.
Benden aldıkların, benden çaldıkların,
Şimdi bir enkaz gibi kalbimin ortasında.
Yıkılmış duvarlar, kurumuş pınarlar,
Her köşede sensizliğin acı tadı.
Sonra yalnız bıraktın, öylece gittin.
Kapıyı dahi çalmadan, bir vedayı esirgedin.
En karanlık saatimde, ışığımı söndürüp,
Kendi gölgende kayboldun, beni terk ettin.
Bu acı, artık benim yoldaşım.
Bu boşluk, tanıdık bir misafir.
Beni yakıp küle çeviren o alevden sonra,
Şimdi geriye sadece küller ve sessizlik kaldı.
Ama bil ki, o küllerden yeşerecek bir hayat var.
O boşluk, zamanla dolacak, sızı dinecek.
Bana çektirdiğin acı, bir ders oldu,
Ve terk edilişin, en büyük özgürlüğüm.
Şimdi sadece ben ve bu yara varız.
Yaranın kabuk bağlayacağı günü bekliyorum.
Ve sen... sen o kapıyı çarptığın yerde kal,
Ben, o kapının ardında, yeniden doğuyorum.
Hüseyin TURHAL