1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
70
Okunma
Küller arasında sessizlik yürür,
Her adımım kendi yankısını yutar.
Ev eski, odalar boş
Ve karanlık, duvarların içine işlemiş.
Bir pencere kırık, rüzgâr içeri sızar
Bir nefes kadar soğuk, bir ömür kadar uzun.
Hatıralar düşer yere
Ve ben onları toplamaya üşenir, susarım.
Bir zamanlar ışık vardı belki
Ama şimdi sadece gölgeler konuşur.
Kendi sesim bile bana yabancı,
Kendi nefesim bir yabancınınkine karışır.
Zaman ağır, durmaksızın akar
Ama burada, kül evinde, duruyor sanki.
Bir an var, bir an yok
Ve ben o anın içinde kaybolmuş bir gölgeyim.
Rüyalar bile buradan kaçmış,
Sadece sessiz bir fısıltı kalmış geriye.
O fısıltı anlatır kaybolan umutları
Ve ben onları dinler, kimse duymadan ağlarım.
Karanlık bir arkadaş gibi sarar beni,
Sıcak değil ama güven verir bir tuhaflıkla.
Teslim oluyorum, korkusuzca
Küllerin arasında var olmayı kabul ederek.
Bir mum yanar hayal meyal
Ama sönmeye yüz tutmuş, titrek bir ışık.
Belki de ışık buradaydı
Ama ben göremedim; ellerim kül içinde kaldı.
Ve nihayet, evin sessizliğiyle bütünleşirim,
Bir zamanlar yaşadığım hayatın kalıntılarıyla.
Kül evinde karanlık, artık benim evim
Ve ben, kendi gölgemle dost, teslim olmuş bir yalnızım.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
5.0
100% (1)