Ey kervancı, dur biraz, tozuna bulanmış bir yürek var ardında. Ben hâlâ sesinin gölgesinde üşürken, sen Leyla’mı uzak bir sabaha mı götürürsün?
Su gibi akıp gidiyor zaman attığın her adımında eksiliyor içimden bir parça. Leyla’mı götüren devenin gözlerinde bile benimki kadar hüzün yok, inan.
Ey kervancı, de ki ona bu gönül, hala onun ateşinde yanmakta. Bir mektup bıraksın rüzgâra, “Gel” desin, veya “unut beni”, ama susmasın. Söyle ona.
Leyla’m... adınla çağırdım geceyi, ayı her yıldız sen olup döküldü avuçlarıma. Aşk dedikleri buysa eğer, ben en sensiz bir çölde susuz kalmışım.
Ey kervancı, söz ver bana, gideceği yere vardığında kalbimin sesini duyur ona. De ki: “Bir Mecnun kaldı ardında, ne o güzel gözlerini, ne de içerisinde kaybolduğu gamzelerini bekliyor seni bekliyor seni, hâlâ.” Söyle ona.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Çok güzel bir şiir okudum çok duygulandım yüreğinize sağlık tebrikler değerli hocam kaleminiz daim olsun selamlar saygılarımla mutlu hafta sonları dilerim
Hikayemsi tadıyla duygusal yoğunluğu yüksek etkileyici bir şiir..Harika dizeler.Sürükleyici ve derin.Okuyucu bir anda kendini şiirde buluyor.Bu da kaleminizin mahirliğini ortaya koyuyor.Tebrik ederim sayın Hocam.Selam ve saygılar :)
Geç mi kaldık efendim, kervana yetişemeye? Bir kere kervan yola revan olmuşken ve sen yanık yürekli yolcu, arakasında tozuna duçar olmuşken, kervana ve kervancıya “dur!” demek olur mu? Kervancı mı? Leyla’yı çocukluk aşkı Mecnun’a (Kays) vermek istemeyen otoriter, zengin bir babanın (Keşiş de olabilir) kervan dizip diyardan diyara sürüklemesi, Mecnun’dan kaçırılması hikâyesidir ki “telmih” sanatı ile bize hatırlatılmakta. Olgunluk yaşına gelinceye kadar birlikte okuduğu Leyla’ya aşık olan Kays’ın, o yürek yakan, gönül alan, ruha işleyen sesi, Leyla’nın sesini unutması mümkün değildir. Ben, hâlâ o sesin gölgesindeyken, kulaklarda çınlamasında, kalplerde yankı bulmasında üşürken, sen Leyla’mı hangi uzak sabahlara götürürsün? . Senin kervanın, benden kaçırdığın yolları su gibi akıp geçiyor belki. İnan ki, Leyla’mı taşıyan devenin gözlerindeki hüzün, benim gönlümdeki hüznün yanında hüzünden sayılmaz. Leyla’mın benden her adım uzaklaşması, benim içimden bir parçamın eksilmesi olur. . Kervancı! De ki Leyla’ya: “Bu gönül onun koruyla kavrulmakta. Ya bir mektup bıraksın, ya da “gel” desin veya “unut beni” desin.” Söyle O’na, yeter ki susmasın. * Leyla’nın başka biriyle evlendirildiği söylenir Mecnun’a. Yine de o kor, için için yakar Mecnun’u. İnanmak istemez. Onun için bir haber bekler, durur. . Yıllarca ülkeden ülkeye, diyardan diyara kaçırılan Leyla’nın peşinde Mecnun da savrulup durur, ona kavuşmak için. Ama ne çare, ne Leyla vardır ortada, ne de onun peşinde benliğini kaybeden Mecnun. Yanmanın, kavuşamamanın, aşkının peşinde per perişan, aklını yitirmiş, meczuplaşmış bir Mecnun vardır artık. Geceyi aydınlatan ay ve yıldızlar Mecnun için Leyla olup avuçlarına dökülürler. Gündüzleri çölün kavuruculuğu dert değildir Mecnun’a. Aşk ateşinin yakıcılığı perişan eder Mecnun’u. Zira onun susuzluğu, suya değil, aşkadır artık. Aşk da Leyla’dır. . “Kervancı, söz ver bana!. Gideceğin yere kalbimin sesini de götür ve Leyla’ma duyur. Ona de ki: Senin Mecnun’un, ne o güzel gözlerini, ne de içinde kaybolduğu gamzelerini istiyor artık. Sadece seni seviyor ve seni yani LAYLASINI istiyor. Söyle olur Mu?” . . Bulmuştur artık, deli divane yollara düşen, Mecnun’a dönen, meczupça seven Mecnun Leyla’sını. . . . Leylasını arayanlara Allah kolaylıklar versin. İşte böyle bir hikâyenin Oktay Beyin kaleminden dökülen en kısa, en anlamlı hikâyemsi şiiri. Tebrikler. Saygı ve selamlar.
Bu şiir, klasik bir aşk-mistik motifini modern bir dille işliyor. Kervancı, adeta bir aracı, aşık ile sevgili arasındaki köprü rolünde kullanılmış. Hüzün, hasret ve yalnızlık duyguları derin bir içsel yoğunlukla aktarılmış; her adımda kaybolan bir parça imgesiyle, aşkın insana bıraktığı boşluk şiirsel olarak hissediliyor. Leyla-Mecnun göndermesiyle aşk, hem efsanevi hem zamansız bir hâl kazanıyor. Rüzgâra bırakılan mektup ve gece-yıldız imgeleri ise, sevginin hem ulaşılmaz hem de hâlâ canlı olduğunu gösteriyor.
Kısaca: Hüzünlü bir bekleyişin ve unutulmaz aşkın mistik bir şiirsel tasviri.
Son derece anlamlı duygularla ve akıcı bir üslupla harika yazılmış yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler üstadım. Kalemine ve duygu dolu yüreğine sağlık diliyorum, ilhamın daim olsun her zaman. En kalbî selam, sevgi ve saygılarımla.
Her dizede bir suskunluk var, ama o suskunluk bağırıyor, Okuyan da hissediyor içinden geçeni, sanki kendi yüreği konuşuyor.
“Ey kervancı” demenizle başlayan her çağrı, Bir umudu taşırken diğer yandan hüzünle yıkanıyor; Leyla’yı uzak bir sabaha taşırken Siz, okurun kalbini de o uzak sabahın ardına bırakıyorsunuz.
Adınızla çağırdığınız geceyi, ayı ve yıldızları Bir aşka teslim ediyorsunuz; Her yıldız, her avuç dolusu ışık Leyla’nın yokluğunda bile yanıyor… Ve işte o yanma, okuyanı derinden sarsıyor.
Üstadım, ellerine, yüreğine sağlık… Siz sadece bir Mecnun’u anlatmıyorsunuz; Suskunluğun içindeki çığlığı, hasretin rüzgârını, Ve bekleyişin sessizliğini de Bize sunuyorsunuz.
Bu şiir, bir nehir gibi akıyor; Kimi zaman dingin, kimi zaman fırtınalı, Ve sonunda kalpte öyle bir iz bırakıyor ki Okuyan, kendi Leyla’sını da arıyor.
Siz, aşkı hem yakıcı hem zarif bir dil ile dile getirmişsiniz; Ve işte şiir böyle bir şey işte: Okuyan da, yazan da yanıyor… ama güzellik orada, o yanışta saklı.
"Ey Kervancı Dur Biraz" şiirinizi, o derin Mecnunî aşkın ve ayrılığın sızısıyla okuduk. Klasik edebiyatımızdaki o kadim aşk teması, kervan ve Leyla imgeleriyle modern bir iç çekişe dönüşmüş.
ışığınla yandı bütün karanlıklarım, sonra sönmeyen bir kor oldun kalbimde, her düşüşümde tutunduğum bir hayal, her yıldız sen olup döküldü avuçlarıma. Zaman seni alıp götürdü sessizce, bense hâlâ avuçlarımda arıyorum, bir toz bulutu, bir anı, bir iz, her yıldız sen olup döküldü avuçlarıma.
şimdi gökyüzü bomboş, ellerim soğuk, ama hâlâ içimde bir ışık titrer, çünkü her yıldız sen olup döküldü avuçlarıma
Ey kervancı, söz ver bana, gideceği yere vardığında kalbimin sesini duyur ona. De ki: “Bir Mecnun kaldı ardında, ne o güzel gözlerini, ne de içerisinde kaybolduğu gamzelerini bekliyor seni bekliyor seni, hâlâ.” Söyle ona.
Ayrılığa ve özleme inat bitmeyen bir sevdaydı şiir. Yüreğinize sağlık hocam tebrik ediyorum. Saygılarımla
Beklemek bir meçhulü beklemek Yarını değil Dünü beklemek Dalından koparılmış bir gülün dirilmesini beklemek Beklemek bir meçhulü beklemek Suya yazılan bir ismin silinmesini beklemek Denizden çıkarılan istavritin yaşamasını beklemek Beklemek bir boşluktan daha da derine, inmek...
Yorumlarımın senin için ne kadar değerli olduğunu bildiğim için, seni bekletmeyim dedim. Sevgimle 💚
Ayrılığın ve özlemin ağırlığını lirizmle aktaran, klasik aşk temasını günümüz duygusallığıyla buluşturan dokunaklı bir şiir. Yüreğinize gönlünüze emeğinize sağlık hocam, saygılar selamlar hürmetler.
Ey kervancı, de ki ona bu gönül, hala onun ateşinde yanmakta. Bir mektup bıraksın rüzgâra, “Gel” desin, veya “unut beni”, ama susmasın. Söyle ona....... güzeldi yüreğinize sağlık hocam. bu güzel gönül sesiniz daim olsun.. selamlar ve saygılar..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.