5
Yorum
51
Beğeni
0,0
Puan
658
Okunma
Kadınlar, bulut ağrısıyla ağırlaşır.
Yüzlerin güneş yüklü dağlarına çarpar gölgem.
Kaç kez şairlerin uçurum ellerine kırmızı doğar;
Ilık uğultulardan boşalan sır eserken,
Nabzım gökyüzünü dinler.
Siz dinlenirken tohumların uykusunda,
Avuçlarıma kavaklar soyunur.
Değişir mevsim,
Rüzgar zeytin ağaçlarından iner.
Soluruz hüznün ziyafetinde havayı.
Kekeme gelen kanatların gecesinde, sabah sonbahardır.
Büyük yolculukların sabırsızlığı yatar nadaslarda.
Hasret yüklü göçler, fide verirken gözlerimin içine,
Karşımda oturur sesim
Ve uzanır kolu kırık sokaklar.
Adımını atan deniz, en güzel çocukta büyür.
Artık şarkısını dinlemek istiyorum teknede üşümenin
Ve ayrı düşmenin masalını yazmak ellerine,
Adımın hilalinden koparıp ağır yükleri.
Kirpiğimin ucunda uzayan yol
Hiç sebep yokken
Bağırmak gelir içimden, ertesi günlere.
Toprağın üzerinde çekilmez oldu kıskançlığım, şair.
Ellerinde yürüyen şehrin beş dakikasıyım.
Gönlündeki dalgayı ver, ıslak dudaklarıma.
Sesini,
Bana geniş alnından
Sandığını
....