0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
113
Okunma
Gözleri hırs ile, kararmış nefsle bakar,
Sanırlar dünyalık mal bir gün ebedi akar.
Oysa ki bu fanilik, bir solukta sona erer,
Gönül mülkünü yıkan bu tutku canı derer.
Yücelik sanır onu, geçici tahta çıkan,
Makamın zehri ile ruhundan uzaklaşan.
Bu kirli sevda ile, batırır ahiretini,
Unutur Rab yolunu, kaybeder hikmetini,
Veyl olsun makama tapanlara.
Öğünür aldığı o parlak kâğıtla her an,
Sanır ki bilgi budur, ilimdir ona yanan.
Kibirle eğilir bu mühürlü cılız güce,
Gönlünde taşır onu, fıtratı bozar nice.
Veyl olsun diplomaya tapanlara.
Peşinde koşar onun, her an, her lahza gezer,
İtibar sanır onu, ruhunu böyle ezer.
Gönlünü kapatmış o sahte pırıltıya,
Döner durur boş yere, kanar kuru gürültüye.
Veyl olsun şöhrete tapanlara.
Sanır ki zapteder o her şeyi kaba kuvvetle,
Zulmünle tanınır o, karanlık bir heybetle.
Ömrünü harcar buna, bu nefsani hevese,
Duymaz ki hiç kulağı, Hakk’ın doğru bir sese.
Veyl olsun güce tapanlara.
Oturur kibir ile geçici bir koltuğa,
Sanır ki yerleşir o boş, sahte bir balçığa.
Kendini görür yüce, kulları ise aşağı,
Yanar o ateşte ki, onun yoktur bir ışığı.
Veyl olsun koltuğa tapanlara.
5.0
100% (1)