0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
152
Okunma
Beş yıl geçti ömrümden, Karanlıkdere’de,
Asbuzu derler adına, başka dilde.
Adetlerin garip, ama kalbimde yer etti,
Her anın bir hikaye, gönlümde iz bıraktı.
İkindi ezanıyla başlar düğün şenliği,
Şafak sökene dek sürer davul zurnanın sesi.
Gece yarısı kına, damada yakılır nazla,
Dualar, salavatlar yankılanır semada.
Cenazeler asla köyden dışarı çıkmaz,
Nerede olursa olsun, toprağına gelir, şaşmaz.
Üç gün sürer taziye, hüzünlü ve derin,
Burada öğrendim yıkamayı, defnetmeyi elime verin.
Nice güzel canları, kendi ellerimle yıkadım,
Bazen bir evlat oldum, bazen bir abim.
Kimi zaman kardeşleri, sarıldım onlara,
Hepsinin de hocası oldum, en güzeli bu bana.
Görevime aşkla sarıldım, sevdiler beni candan,
Düğün, cenaze, merasim, almadım tek kuruş ondan.
İşte bu yüzden, bu sevgileri kazandım ben,
Gönüllerinde bir taht kurdum, iyi ki varsınız diyen.
Şimdi veda vakti, hüzünlüdür ayrılık anı,
Karanlıkdere, adın hep kalbimde saklı.
Anılarla dolu beş yıl, geçti gözümde,
Hoşça kalın dostlar, dualarım sizinle ebediyete.