1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
133
Okunma
Görüyorum, nice taze fidanlar,
İmansızlık denen o bataklıklar içinde.
Hevesler bir tuzak, geçici zamanlar,
Kaybolmuş niceleri gafletin içinde.
Benim yüreğimi bir ateş dağlar,
Gördükçe yolunu şaşırmış canı.
Ruhum geceleri sessizce ağlar,
Kurtulsun diye ahiretinin her anı.
Bu bir makam değil, bir mansıp değildir,
Bu, derdiyle dertlenmektir ümmetin.
Bu, o bataklığa uzanan bir eldir,
Bu, sevdasıdır ebedi cennetin.
Sohbetim, dersim, her bir kelamım,
O genç kalplere bir davet içindir.
Rabbime’dir benim bütün selamım,
Bu feryat, sönmesin o nurlu fitil içindir.
Ey genç kardeşim! Duy bu nidayı, gel!
Sonsuz sandığın bu dünya bir duraktır.
Terk et nefsani ve boş emeli,
Sana uzattığım bu ip, Hak’tan bir buraktır.
Gel ki, ruhun o ilahi zevke ersin,
Gel ki, kalbin pası silinsin, arınsın.
Şeytan sana binbir türlü vesvese versin,
Senin kalen, "La ilahe illallah"tır, sığınasın.
Ben bir garip yolcuyum, bir aciz kulum,
Sözün sahibi, Kuran-ı Azimüşşan’dır.
Onun nuruyla aydınlanır yolum,
Tek rehberim, Peygamber-i Zişan’dır.
Çağrım, karanlıktan nura koş diyedir,
Fani lezzetlerden geç, Hakk’a koş diyedir.
Bu çetin imtihanı imanla aş diyedir,
Çünkü bu yolun sonu, ebedi Rıdvan’dır.
Dağları aşıp, çölleri geçtim,
Bir gönüle girmek, bir ruhu duymak için.
Ben bu çileli, bu kutlu yolu seçtim,
Bir gencin alnını secdede görmek için.
Biri bataklıktır, sonu elbet hüsrandır,
Biri gülistandır, huzura gark olandır.
Biri şeytanın, biri Rahman’ın sofrasıdır,
Tercihin, ebedi hayatına fermandır.
Aldanma dünyanın sahte rengine,
Gençliğin bir daha gelmeyecek, bil.
Kulak ver kalbinin o hasret cengine,
Gel, gözyaşınla o günahları sil.
Tek derdim budur, başka yoktur muradım,
Her nefesim, her duam bu yola adanmıştır.
Mahşer günü arşa yükselsin feryadım:
"Ya Rab! Ben onlara senin davetini ulaştırdım!"
5.0
100% (3)