0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
149
Okunma
Bekleyişim bir kıyıydı, gözlerim ufukta asılı,
Senin geleceğin o son geminin ardını sürerdi.
Aramızda sadece ince, saydam bir su katmanı,
Kavuşmak bir nefes kadardı, kalbimde belirirdi.
Ne bileyim, denizin o nazlı mavisinin altında,
Böyle bir öfkenin, böyle bir yemin sakladığını.
Sana varmadan önce, bir telaş, bir sarsıntıyla,
Gök gürültüsünü kıskandıran o uğultusuyla çınladığını.
İşte o an gördüm, suların birden çekilişini,
Kumların açığa çıkışını, denizin nedense utancını.
Ve ardından yükselen o siyah, o korkunç gelişini,
Bin tanrının sesiyle gelen, dev bir intikam çarkıydı.
Sen oradaydın, ben burada, son bir bakış attın bana,
Aramızda dar bir sahil, bir çığlık mesafesi kaldı.
O dalga, nehir değil, bir duvar gibi indi meydana,
Ne bir tekne bıraktı, ne bir yol, ne de bir kaydı.
O, sadece şehirleri, binaları yıkmadı,
Aramızdaki o incecik, o pamuk ipliğini kopardı.
Bütün yolları sildi, bütün köprüleri yaktı,
Kavuşma umudunu, denizin dibine gömdü, bıraktı.
Şimdi ben bir harabeyim, suyu çekilmiş, tuza bezenmiş
Senin olduğun yerden, geriye sadece taşlar kalmış.
Okyanusun öfkesi, bizi sonsuza dek ayırmış,
Tsunami, sadece kıyıları değil, bizi de parçalamış.
Ne bir iz kaldı sana ait, ne de bir mektup,
O büyük engel, adını "Kader" diye yazdığımız.
Okyanusun sonu yok, sadece kaskatı bir grup
Hafıza var: Biz, tufanla engellenip, kavuşamadığımız.
5.0
100% (2)