1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
90
Okunma
Hamd ü senâ ol Rabb-i Kerîm’e mahsûstur ki gönülleri aşk ile mest kıldı, kalemlere gam ile niyâz yazdırdı.
Bu fakîr-i bîçâre, gönlümde yanan aşk ateşini sözlere döküp beyitler arasında saklamaya niyet etti. Her mısra, gönlümde gizlenen bir sırdır; her beyit, firâkın bağrından kopan bir âh gibidir.
“Affın Kapısında” adını verdiğim bu şiir, bir gönül mateminin aynasıdır. Burada yazılan gazel hicrânı söyler, murabba firâkı dile getirir, mersiye gamı anlatır. Her beyitte bir yar, her kelimede bir sızı saklıdır.
Maksadım ne şöhret ne medh ü senâdır; bilâkis maksadım gönül ateşimin külleri arasında kalmış incileri meydana çıkarmaktır. Belki bir gün bu sözler, bir başka âşığın kalbine şifa olur; yahut bir başka garîbin gözyaşına yoldaş kılınır.
Hakk’a sığınarak bu dîvânı tertîb ettim. Her beyit, aşkın pervânesi; her gazel, firâkın kanadı; her mersiye, gönül yangınının külüdür. Eğer ki okuyanın kalbine tesir ederse, bilsin ki bu sözler bir âşığın âhı, bir garîbin duâsıdır.
Ne cennet arzum var, ne cehennem korkusu,
İstediğim yalnız Sen — vuslatının kokusu.
Zelîlim, fakîrim ben, sermayem hiç yok,
Sensin ihsân veren, kullara lütfun çok.
Kaldım kimsesiz, âhım göklere yükseliyor,
Rahmetinin umudu kalbimde çırpınıyor.
Bir damla kereminle deryâ olur içimde,
Bir nefesinle güller açar gönül bahçemde.
Ey Rabb-i Celîl! Gözlerimden ırmaklar akar,
Her suçumla yıkıldım, rahmetine sığındım bak.
Karanlık gecelerim nûrunla sabaha döner,
Her feryâdım sana gelir, kapında ümîd tükenmez.
Affın Kapısında
Ey Rabb-i kerîm, mülk ü cihân sende karar,
Sensin ki kudret ile açıldı hep diyar.
Bir zerreye hükmünde bin âlem oldu var,
Sensin ki kılınmaz sana denk, ey Kirdigâr.
Kâinata nûrunla dolup saçıldı cân,
Her zerrede kudretin okundu subh ü şâm.
Arş u ferşi sensin ki kudretle kıldın ân,
Senden gelir ilham, sana döner her nişân.
Sensin ki kerem ile cihânı yarattın,
Bir nefha-i kudretle kevn ü mekânı attın.
Ey zât-ı azîm, rahmetin engin umman,
Bir damlası kâinâta kâfidir her ân.
Sensin ki semâvâtı direksiz yükselten,
Her yıldıza nûr verip geceleri süsleyen.
Yeryüzünü sensin ki rahmetle bezenmiş,
Her baharı nakş edip çiçeklere süs vermiş.
İnsanları sen halk ettin, can verdin ona,
Her nefeste zikrettin kudretin adı sana.
Sensin ki günahkâra da rahmetin dolar,
Her kuluna merhamet, her fânîye ikrâr.
Ey hükmüyle her kudreti var eden Hudâ,
Senden gelir âmâle sevinç ü ibtidâ.
Senden dilemeyince açılmaz hiç kapı,
Her dertliye dermandır, senin rahmet yâdı.
Ey lütfun ile gönlümü nûra boyayan,
Bir damla kereminle cihânı doyuran.
Göklerdeki melekler senin zikrin ile,
Her lahza tesbîh eyler, perîşan gönülle.
Sensin ki kederleri sevince döndürürsün,
Her derde şifâ veren tabîbi sensin.
Her can senin emrinle gelir gider bu yola,
Âlemde yoktur senden gayrı bir melâ.
Sultan-ı ezel sensin, kadîm ü sermedî,
Sensiz kalamaz âlem, seninle diridir.
Yâ Rabbi, gönül deryam seninle doludur,
Her demde esen nefes seninle kuludur.
Sensin ki sabâh nûru doğar ufuklardan,
Her zerre senin adınla dolar karanlıktan.
Sensin ki kerem sende, hidâyet sende var,
Ey Rahmân ü Rahîm, kullarına hep yâr.
Sensin ki gönüllerde tesellî bulan ümmîd,
Her derde devâ sensin, sensin ebedî ümid.
Ey nûr-ı hakîkat ki gönüllerde parlar,
Sensiz bu fânî âlem karanlığa dalar.
Mecnûn gibi aşkında yanar her bîçâre,
Sensin ki gönüllere şifâdır her çâre.
Arşın da ferişten de senin zikrin ile,
Her zerreye aşk salar, ulular gönülle.
Sensin ki gecelerden seherler doğurursun,
Her kuluna affıyla yeni yol kurarsın.
Ey nûr-u Hudâ, sensin gönüllerde hâkim,
Her kalbi senin zikrin eder daim-daim.
Rahmetle açılmıştır bahârın gülleri,
Seninle dirilir hep çimenler, dalları.
Sensiz ne deniz dalgalanır, ne dağ durur,
Seninle yürür âlem, seninle huzur bulur.
Ey rahmeti engin, ki hudutsuz deryâsın,
Bir damlan kâinâtı kuşatır, sensin cân.
Senden gelerek açtı bu âlemde cümle var,
Sensin ki ezelden de ebede dek Kirdigâr.
Ey zât-ı celîl, sensin emîr-i kâinât,
Her zerrede kudretin okur bin işârât.
Bir bakışın âlemi diriltir bir anda,
Her şeye can bağışlar, ebedî fermanla.
Sensin ki güneş doğar senin emrin ile,
Her yıldızın ışığı senin takdirin ile.
Gökte semâ, yerde toprak hep sana secde,
Cümle mahlûk zikrinde yalnız seni medde.
Sensiz ne gece parlar, ne gündüz uyanır,
Her lahza senin nûrunla âlem boyanır.
Ey Rabb-i kerîm, rahmetin engin denizdir,
Kul dâim umut ile bu dergâha gizdir.
Sensin ki kulun düştü günâha, af diler,
Rahmân olan Rabbinden bağışlanış umar.
Her can senin hükmünle açar ve solup gider,
Sensin ki ebedîdir, fânî olan hep biter.
Arş u kürsî sensin ki kudretinle dolu,
Her şey sana muhtaçtır, senin adın ulu.
Ey Rabb-i Hudâ, sensin ezelden sermedî,
Kullarına rahmetle lütfun daim gedî.
Sensin ki gönüllerde huzûrunla safâ var,
Her âhda, duâda sana dönük nidâ var.
Ey rahmet-i bîpâyân, ey kerem-i Hudâ,
Her lahza senin adınla açılır bâb-ı safâ.
Sensin ki bahârlarla cihânı süsleyen,
Her zerreyi hikmetle nakış nakış ören.
Kullarını bir an bile sensiz bırakmazsın,
Her düşeni tutarsın, yolda yalnız koymazsın.
Sensin ki deryâlarda inciler yaratansın,
Çöllerde susuzlara rahmeti sunansın.
Ey Rabb-i kerîm, aşkınla yanar gönüller,
Her an seni zikretmekle doludur diller.
Sensin ki günâhları affeden Rahmânsın,
Her hataya merhametle bakan Sultânsın.
Ey zât-ı celîl, senden alır cümle vücûd,
Her varlık senin kudretinle bulur şuhûd.
Dünyâ ve ukbâ sensin, ezelden âhirsin,
Her zerreye hükmünde kadîm ü bâkîsin.
Sana hamd ü senâlar sonsuzdur, ey Rabbim,
Âciz dilimle derim: sensin ezel, sensin din.
Ey Rabb-i celîl, kapına geldim ben günâhkâr,
Âsî gönlüm affeyle, rahmetindir ikrâr.
Bir ömrü heder ettim, hevâya sürüklenip,
Sensin ki bağışlarsın, bağışla ey Gaffâr.
Gözlerimden âh ile dökülür yaş ırmaklar,
Dertlerime dermândır, rahmetindir deryâlar.
Her hatâda sürçtü yol, nefsime uyup kaldım,
Seninle dirilirim, sensiz ben hep zindânlar.
Karanlık gecelerim, sensiz ışık bulmadı,
Her sabâhın nûruyla kalbim yeniden uyandı.
Ey Lâtîf ü Kerîm olan, ey şefkatin sultânı,
Acz içinde titrerim, rahmetine sığındı.
Her nefeste zikrini arar dilim pervâne,
Her kelâmda aşkını yazar kalem âmâne.
Kulun oldu nâ-çâr, bu fânî cihân içinde,
Kapına yüz sürdü, yalnız senin izninle.
Ey Rabb-i azîm, cürmüm dağlar gibi büyüdü,
Bir rahmetin yeter ki, gönlümde nur uyudu.
Ne cennet hevesim var, ne cehennem korkusu,
İstediğim yalnız sen, seninle vuslat kokusu.
Zelîlim, fakîrim ben, elimde sermâyem yok,
Sensin ki kerem verip, kullara ihsân çok.
Ey Rahmân, günâhımla kapına düştüm yine,
Affeyle, şifâ ver kalbime, gönlüme.
Sensin ki gönüllerde huzûr u safâ verirsin,
Her âhda bir ferahlık, kalbe devâ verirsin.
Kaldım kimsesiz, âhım göklere yükseliyor,
Sana yönelen kulun, rahmetini bekliyor.
Yıllardır gönül bahçem soldu, kurudu kaldı,
Rahmetinin yağmuru yeniden güller saldı.
Kılamam şükür sana, ne dilim yeter, ne hâlim,
Yalnız sen bilirsin, hâlimi gizli ahvâlim.
Yolumu kaybettim ben, karanlıklara düştüm,
Nûrunla buldum izi, rahmetine sığındım.
Her suçumla yıkıldım, utandım yüzüm kara,
Lütfunla beyaz oldu, gönlümdeki bu yara.
Ey Rabb-i kerîm, sensin hem evvel hem âhir,
Sana muhtâc kulların, sensiz gönül hep fakîr.
İzzetinle durur gök, kereminle yer yaşar,
Senden ayrı kalınca gönül seherde yanar.
Her canı senin kudret ellerin var eyledi,
Bir bakışın cihâna bin hayatlar söyledi.
Rahmân ü Rahîm sensin, kereminden utandır,
Kulunun isteklerini rahmetinle utandır.
Yalvardım sana, Rabbim, affeyle bu günâhı,
Senden gayrı kim bilir kulun hâl ü siyâhı.
Yakarışla doludur her beyitim, her sözüm,
Sensin tek ümidimdir, başka çâre görmedim.
Ey Rabb-i Hudâ, sensin her şeye hükmü geçen,
Benim gibi fakîri kapından eksik etme sen.
Her nefeste seninle dirilirim, sensiz ölürüm,
Her ânında adını zikretmezsem yok olurum.
Senin adınla açar çiçekler, güller uyanır,
Senin adınla doğar sabahlar, geceler yanar.
Her yanışım sana bir duâdır, ey kerîm,
Kulunun feryâdını kabul et, ey rahîm.
Zulmette yol buldum, senin nûrunla yürüdüm,
Rahmetinle buldum ben, senden gayrı ne gördüm?
Ağlayarak geldim ben, yüzüm yerde, hâlim yâd,
Seninle bulur kalbim, huzûr ü saâdet âd.
Affınla ferahlasın gönül derdiyle yanmış,
Rahmetinle ağlasın gözüm yaşlarla dolmuş.
Bir damla kereminle deryâ olur içimde,
Bir nefesinle güller açar gönül bahçemde.
Sensiz kalamam Rabbim, sensin tek sığınağım,
Her âhımda sen varsın, sensin tek ilâcım.
Hamd olsun ki rahmetin engin, hudutsuzdur hep,
Kuluna şifâ verir, dertlere dermân eder.
Ey Rabb-i celîl, sensiz ben hiçim, yitik kulum,
Seninle dirildim ben, adını zikre kulum.
Her gece duâ eder, sana yönelir gönül,
Her sabah umud ile senin rahmetin gönül.
Bir kulum ki düşkünüm, sâdece sana muhtâc,
Sensiz ne cennet ister, ne dünya bana lâzım.
Ey Rabb-i Hudâ, senden gayrı yol aramam,
Sana yönelir gönül, sensiz ben huzûr bulamam.
Rahmetine sığındım, günâhım çoktur benim,
Affınla kurtar beni, lütfunla nûr ver yine.
Her zerrem sana şükür, her nefesim zikrindir,
Adını anan kalbim, aşkınla hep diridir.
Sensin tek ümidim, sensin tek ilâhım,
Kapına geldim ben, affet günâhım.
Ey Rabb-i celîl, aşkınla yanar gönül,
Rahmetinle parlar hep bu fakîr bülbül.
Sana geldim, yalvardım, ağladım, âh ettim,
Seninle buldum nur, rahmetine sığındım.
Fatih Dişbudak
5.0
100% (1)